AK PARTİ İZMİR İL BAŞKANI BİLAL SAYGILI'DAN AHMET TÜBCEL'E ÖZEL RÖPORTAJ!

Bir önceki yazımda belirtmiştim AK Parti İl Başkanı Bilal Saygılı ile hiç tanışma fırsatım olmamıştı. 
Yıllardır kendisini kurucusu ve üyesi olduğu STK faaliyetlerinden, MÜSİAD İzmir Başkanlığı döneminde ve son zamanlarda yürüttüğü AK Parti İzmir İl başkanlığı görevi nedeniyle basına yansıyanlar ve üçüncü şahısların anlatımlarından tanıdım. 
Aklımda sormak istediğim birçok soru vardı. Başkalarından veya üçüncü şahıslardan dinleyeceğine, öğreneceğine git direk sor dedim kendi kendime… Cep telefon numarasından kendisini aradım. ‘’Toplantıdayım daha sonra arayayım’’ diye mesaj geldi. Yarım saat sonra aradı… 
‘’Ben Bilal Saygılı beni aradınız, kiminle görüşüyorum’’ diye sordu. Kendimi tanıttım ve bir röportaj için randevu istedim. Bir ziyaret saati ayarlayarak görüşmek için kavilleştik. Sıcak bir karşılama ve hâl hatır sormadan sonra röportaja başlamak için izin istedim.
 
Soru: İzmirli olmak sizce nasıl bir şey? 

NEREDEN NEREYE,GÜZEL İZMİRİM TÜRKİYENİN GÖZBEBEĞİYDİ ŞİMDİ GERİDE KALDI….

İzmir, nefes aldığımız, yaşadığımız, üyesi olmaktan gurur duyduğumuz şehir… Denizi, dağları, ovaları, havası, suyu, caddeleri, evleri, ev yemekleri ile bizi çevreleyen kendine has kültürü ve yaşam biçimi ile “İzmir ruhu’’ olarak adlandırdığımız coşkuyla hepimizi sarmalayan binlerce yıllık geçmişe sahip kadim medeniyetin beşiği bir kenttir.
İzmirli denince aklıma gelmişken hemen anlatayım;
‘’Babanız "biz çocukken Konak'ta denize girerdik" hikayeleri anlatıyorsa,
Elinizde Hasan Tahsin anıtının veya saat kulesinin ya da Atatürk anıtının yanındayken çekilmiş bir fotoğraf varsa,
"Gevrek", "Çiğdem", "Domat", "Nohut" gibi kavramları kullanıyorsanız, *
"Boyoz ve yanında yumurta " kelimesi size bir şeyler hatırlatıyorsa,
Şevketibostan, Arapsaçı, turpotu, dalgan, istifno, ebegümeci, denizbörülcesi,
Radika, nedir biliyorsanız’’
Montrö ve Lozan, size Avrupa şehirlerini hatırlatmıyorsa,
Toplumsal sevinçlerde ve kutlamalarda, aklınıza gidecek sadece tek bir
buluşma yeri (Cumhuriyet Meydanı) geliyorsa,
belediye otobüsünde size Kent kartını veren kişi karşılığında para
almamakta ısrar ediyorsa,
 Konuşurken arada bir diliniz, siz istemeseniz de "geliyom, gidiyom,
gelcem, yapcan, etcen" şeklinde sürçebiliyorsa, demek ki siz İzmirlisiniz diye tarif edebilirim
Bu kenti taçlandıran da Türk kültürü ve medeniyetidir. Bu sebeplerden dolayı İzmirli olmaktan gurur duyuyorum. Başka bir kentte yaşamayı asla istemiyorum. 

Soru: İzmir’in bugününü geçmişle kıyasladığınızda ne görüyorsunuz? 

Bundan 25 yıl önce kentleşme ve kentteki yaşam kalitesi anlamında İzmir tartışmasız İstanbul’dan sonra Türkiye’nin ikinci gözbebeği idi, İspanya’nın Barselona kentine benzetilirdi. Her geçen gün artan nüfusu ile büyüyen trafik, ulaşım, altyapı, katı atık depolama, atık su arıtma, yeşil alan ve çarpık kentleşme gibi sorunların gerçeklerden uzak -hatalı belediye yönetimleri yüzünden dağ gibi birikmesi nedeni ile İzmir; bırakın Barselona’yı Ankara, Bursa, Antalya, Kayseri, Gaziantep, Denizli, Manisa ve Eskişehir’in gerisine düştü. 
 
Soru: İzmir’in geri kalmasının başlıca sorumlusunun belediye olduğunu söylüyorsunuz, bunu neye dayanarak söylüyorsunuz? 

‘’NE DEDİLERSE TERSİNİ YAPARAK İZMİR’E İHANET ETTİLER’’

Trafik problemini çözeceğiz dediler, Türkiye’nin en akıllı trafik sistemini kuracağız dediler, raylı sistemde en iyisiyiz dediler, temiz körfez dediler, arka sıralara yatırım sözü verdiler. Ama ne söz verdilerse tersini yaptılar. 
Ulaşım Master Planı’na göre trafiğin çözülmesi için yollarda 111 noktaya yatırım yapılması gerekiyordu. Hiçbiri yapılmadı… Oysaki sadece 11 Noktaya yapılacak yatırım ile trafik sıkışıklığını yüzde 40 azaltmak mümkündü. Halkı umursayan yok Nasıl olsa kazanıyoruz diyerek günlerini gün ediyorlar.  

Hükümet ile belediye ortaklığında inşa edilen İZBAN çıkarıldığında İzmir raylı sistem fakiri. Sahip olduğu 20 km metro ile büyükşehirler arasında sonuncu. Evka 3- Bornova Merkez arasında yapılması 2 km hattı yapmaktan acizler. Yapımı devam eden 7,2 km Narlıdere Metrosu 2 yıl gecikti. “Hattı 2024’ün şubat ayında bitireceğiz” diyorlar ama alınması gereken metro çekerleri ortada yok. Bu da şu demek; Narlıdere hattında eldeki trenlerle sefer yapılacağı için seferler arasındaki süre uzayacak dolayısı ile vatandaş daha çok bekleyecek, trenler daha da sıkış tepiş olacak. 

Çiğli tramvayında da durum aynı. Hattı seçim öncesi bitirmeye çalışıyorlar. Ancak tramvay alımlarını henüz yapmadılar. Karşıyaka hattında çalışan tramvaylar iki kat mesafede çalışacaklar. İzmirlinin Metroda yaşadığı bekleme sürelerindeki artış ve tramvaydaki kalabalık 2 kat fazla olacak. İzmirlinin çektiği çile kimsenin umurunda değil.

Buca-Otogar bağlantısını sağlayacak ve trafiği rahatlatacak Buca tünellerinin inşaatı Mart 2017’de başladı 6 sene oldu inşaatı halen devam ediyor.

Halkapınar’da metro trenleri için 2016 yılında inşaatı başlayan yer altı depolama alanı 2019 yılında çöktü inşaat kaderine terkedildi. Öylece duruyor. 
Opera binası ihalesi 2016 yılında yapıldı, ihale o günün parası ile 102 milyon lira daha pahalı fiyat veren firmaya verildi.  Opera binasına 350 milyon lira harcandı ve iş yüzde 45 seviyesine geldi. Müteahhit işi bıraktı. Beton yığını Mavişehir ’in göbeğinde öylece duruyor. İnşaatın bitirilmesi için 1,5 milyar liraya ihtiyaç var. Projenin geleceği belirsiz olarak duruyor. 
İzmir Körfezi’ni kurtarmak amacıyla Büyük Kanal projesi hazırlandı. Projede yağmur suyu ve kanalizasyon şebekesi ayrı planlanmıştı.  Projenin maliyetini azaltmak ve başka yerlere para harcayabilmek için projeyi değiştirip yağmur kanallarını kanalizasyon ile birleştirdiler. Şimdi her yağmurda körfeze kanalizasyon dökülüyor. Arıtma tesisleri tam çalışmıyor. Körfez temizliği için harcanan milyarlarca lira boşa gitti.
Tam Adaptif Akıllı Trafik sistemi kuruluşu 10 yılı geçti, sistem hala çalışmıyor. Milyonlarca lira para boşa gitti, 22 milyon lira kamu zararını sayıştay ortaya çıkardı idari ve adli soruşturmalar var…
Eğer saymaya devam edersem yüzlerce yanlış planlama ve kötü uygulama örneği var. Yapılması gerekip de hiç başlanmamış işler var. Ben siyasi saiklerle bunları söylemiyorum siyasetten arındırılmış, İzmirli bir iş adamı, İzmirli bir baba olarak bunları söylüyorum.

 

Soru : İzmir’in geleceği ile ilgili karamsar bir tablo çiziyorsunuz. Büyükşehir Belediye yönetiminin başarısız olduğunu söylüyorsunuz.  Ancak tüm CHP’li yetkililer merkezi hükümetin İzmir’e yatırım yapmadığını ve Belediye’nin çalışmalarını engellediğini söylüyor.

 

Sadece İzmir’in kaynakları değil, zaman ve çocuklarımızın geleceği böyle heba ediliyor. Etkinlik ve verimlilikten yoksun, bilimden uzak yönetim anlayışı nedeniyle İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı yatırımlar ülkedeki benzerlerinden en az iki kat daha uzun sürede ve en az yüzde 50 pahalıya mal oluyor. İş uzadıkça maliyet de artıyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi kaynakların kötü kullanılması, israf ve kötü yönetim nedeniyle tarihinde ilk defa mal ve hizmet satın aldığı müteahhitlere borcunu 6-7 ay gecikmeli ödüyor. Belediyenin itibarı yerlerde sürünüyor. 
İzmir’in gerçek ihtiyaçlarına vakit ayırmak yerine, “İzmir’in Bayrağının ve Parasının ayrı olması” gibi nereden çıktığı belli olmayan gündemlerle, kendi inancına ve ülkesine küfür edenlerle karikatür günleri düzenlemek gibi neye hizmet ettiği belli olmayan etkinliklerle  zaman harcayan kadroların “Hükümet bize destek vermiyor” ve “ekonomi kötü, hükümet bizi engelliyor” mazeretlerini ileri sürerek ortaya konan gerçek dışı bahanelerle ve medya-sosyal medya algı operasyonları ile  başarısızlıklarının üstünü örtemediklerini artık tüm İzmirliler görüyor.

Hükümetin hiçbir belediyeye fazladan para veremeyeceğini, bütün belediyelerin kanunda belirlenen formüle göre bütçeden pay aldığını herkes biliyor. Bir Belediyenin başarısının sırrı bu bütçeyi nasıl kullandığında saklıdır. Ankara, Bursa, Antalya, Kayseri, Gaziantep, Denizli, Konya, Eskişehir son 18 yılda bütçelerinin ortalama yüzde 40’ı ile yüzde 60’ı arasında değişen oranlarda yatırım için harcama yapmışlar. İzmir ise ortalama bütçesinin yüzde 35’ni yatırımlar için harcamış. Eğer İzmir Büyükşehir Belediyesi, bütçesinin ortalama yüzde 45’ini yatırımlara ayırmış olsaydı 18 yılda bugünkü değerle 121 milyar lira fazladan yatırım yapılırdı. İzmir’in sorunlarının birçoğu bitmiş olurdu. 
Eğer CHP’nin engelleme iddiaları doğru olsaydı yıllardır CHP’nin yönettiği Eskişehir, AK Parti belediyeciliği ile yarışamasa bile bütçesini İzmir’den daha iyi kullanarak marka değeri olarak İzmir’den daha öne geçemezdi. 

Sorunuzun ikinci kısmına yani AK Parti’nin İzmir’e yatırım yapmadığı konusu büyük bir yalan ve iftiradır. 
Hükümet daha Türkiye’de hiçbir örneği yokken Devlet Demir Yollarına ait tren hattını İZBAN’ a (İzmir Banliyö Hattı) çevirerek belediye ile ortak olmuş ve yatırım yapmıştır.  AK Parti iktidarında İzmir’e hükümetin yatırımları bugünkü değer ile 1,2 trilyon lirayı (yaklaşık 41 milyar dolar) aşmıştır. Yatırımların en son örneği İzmir Bayraklı Şehir Hastanesi’dir. 

İzmir-İstanbul Otoyolu,  
İzmir-Çanakkale Otoyolu, 
Ankara-İzmir Hızlı Tren Hattı, 
İzmir-Antalya Otoyolu’nun Aydın-Denizli bölümü, 
Çandarlı Limanı, 
Kemalpaşa Lojistik Merkezi, 
İkinci çevre yolu, 
Körfez tüp geçit projesi, 
İzmir’in marka değerini arttıracak olan önemli yatırımlardır. Adnan Menderes Havaalanı, Okullar, Hastaneler Barajlar, göletler saymakla bitmez.  Geçmişte hükümet yatırımı olan Konak Tüneli’nin yapımına CHP’li Konak Belediyesi ve İBB’nin karşı çıktığını unutmamak gerekiyor. Bugün aynı odakların İzmir 2. Çevre yolu ve Tüp Geçit projesine karşı çıkmaları hiç şaşırtıcı olmamalıdır.  İzmir’e asıl kimlerin engel olduğunun en büyük göstergesi işte budur. 
Başarısızlıklarını bu mazeretlerle de kapatamadıklarını gördüklerinde ise ‘’İktidar olurlarsa yaşam biçimimize müdahale edecekler” yalanı ile insanları korkutmaya çalışmaktadırlar. Maalesef Atatürk’ün Cumhuriyetimiz için koyduğu hedefleri unutup sadece adını kullanmaktadırlar. 

 

Soru : Sizce İzmir için ne yapmak gerekir ?

MARKA ŞEHİR YAPMALIYIZ


Dünyada artık sadece ülkeler değil kentler yarışıyor. Yabancı ve yerli yatırımlardan pay alan kentlerin işsizlik sorunu azalıyor ve o kentte yaşayan gençler çalışmak için başka kentlere gitmiyor. Ben dahil İzmirli anne-babaların şikayetidir; “Çocuklarımız iş bulamadığı için İzmir dışına çalışmaya gidiyor’’. Bunun çözümü marka şehir olmaktan geçiyor: 
Şehrin planlamasını iyi yapacaksın, büyük organize sanayi siteleri planlayacaksın, raylı sistem ve deniz yolu, toplu taşıma ağını yaygın hale getireceksin, alternatif yolların olacak, altyapı yatırımların tamamlanmış olacak, yatırımcı dostu uygulamalar ortaya koyacaksın yani kent çekim merkezi olacak ki ulusal ve uluslararası yatırımcılar İzmir’e yatırım yapsın. 
Çocuklarımıza iş sahaları açılsın ki şehir dışına gitmek zorunda kalmasın. Tüm İzmirli anne ve babaların ortak dileği budur ayrıca ‘‘Biz evlatlarımızı ayrıştırmak için değil birleştirmek için çalışıyoruz’’
Şimdi tüm anne ve babalara diyorum ki kendiniz için değil çocuklarınız ve torunlarınız için, onların geleceği için, 
Gençlere diyorum ki 10. yıl marşındaki gibi İzmir’i demir ağlarla örmek için, körfezi masmavi yapmak için, İzmir’i bir teknoloji merkezi haline getirmek için, turizm merkezi olabilmek için; şehri hep birlikte Hizmet Belediyeciliği-AK Parti Belediyeciliği ile tanıştıralım. 
Kendiniz için değil kentiniz için, kendiniz için değil çocuklarınız için, kendiniz için değil geleceğiniz için bu seçimde AK Partiye oy vererek bu kötü gidişi değiştirelim. 
 

Soru : Ak Parti teşkilat olarak seçime hazır mı ?

TEŞKİLAT 7/24 HAZIR

 

AK Parti değişimlerin partisidir. Başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere tüm partililer her görev değişimini bir bayrak yarışı olarak görürler. Bu Bayrak değişiminde 9 ay önce İl Başkanı olarak Sayın Cumhurbaşkanımızca görevlendirildim. AK Parti İlçe ve İl yönetimlerini; liyakatli, partiye emek vermiş, toplumun her kesimini kapsayan en önemlisi de İzmir’e ve ülkemize değer katmak arzu ve çabasında olan kadrolarla oluşturarak bayrağı bizden sonrakilere devredeceğimiz güne ve son dakikasına kadar çalışmaya başladık. 

Teşkilat olarak alnımızın akı ile başarılı bir Genel Seçim geçirerek ülkemize borcumuzu ödedik ve ödemeye de devam edeceğiz. 

Şimdi sıra teşkilatımızın İzmir’e borcunu ödemeye geldi. 
İzmir bizim gözbebeğimiz,
Gençliğimin geçtiği karnımızın doyduğu iş yaptığımız para kazandığımız,
Çocuklarımızın yetiştiği Muhtemelen de burada toprağa verileceğimiz, 
İzmir benim sevdalı olduğum şehir.
Bu şehre Gözümüz gibi bakmamız lazım benim ve ekip arkadaşlarımın düşüncesi tüm teşkilatımızın hissiyatı budur. 
Bu şehre borcumuz var.
En güzelini en iyisini hak eden bu şehre hizmet etmek bir zorunluluk bunu da inşallah 2024 yerel seçimlerinde göstereceğimiz başarıyla seçimleri kazanıp yerine getireceğiz
Sayın cumhurbaşkanımıza borcumuz var.
İzmir için bütün taleplerimizi hiçbir zaman geri çevirmeyen hassasiyetle İzmir'in sorunlarını dinleyip gerekli talimatları ivedilikle veren Sayın Cumhurbaşkanımıza bizim borcumuz var
Türkiye yüzyılında marka şehir İzmir hayalimizi gerçekleştirip İzmir’imizi hak ettiği seviyeye getirmek en büyük hedefimiz
Sayın Cumhurbaşkanımızın İzmir’e verdiği önemi özeni ve değeri biliyoruz yaşıyoruz ve tanıklık ediyoruz.
Bize duyduğu güveni ve üzerimize yüklediği sorumluluğun farkında olarak çok çalışıp ona mahcup olmayacağız,
İzmir'i marka şehir yapmalısınız,
İzmir Türkiye'nin gözbebeği olmalı, 
İzmir hak ettiği hizmeti almalı, diyerek bize verdiği bu görevi AK Parti teşkilatı olarak 2024 yerel seçimlerinde inşallah layıkıyla yerine getirip Ak belediyecilikle taçlandıracağız

Teşkilat olarak, İzmir’in geleceği olan çocuklarımıza ve torunlarımıza bırakacağımız İzmir’i, sadece Türkiye’de değil dünyada marka haline getirecek AK kadroları iş başına getirmek için canla başla çalışıyoruz. 
Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın, aday profili konusunda talimatları olan “Düzgün, temiz, milletin sevdiği ve saydığı adaylar belirleyelim sözlerini harfiyen uygulamak için gece gündüz demeden çalışıyoruz
Bu Süreci birlik beraberlik içinde yürütüyoruz. 
AK Parti'yle yolu kesişen herkesi davamıza sonuna kadar sahip çıkmasını temin etmek için 7 gün 24 saat çalışıyoruz 
Ayrıca AK Parti ile yolu kesişen tüm Gönüldaşlarımızı 1 Nisan 2023 günü sabahına kadar fedakârca çalışmaya devam edeceğinden hiç kimsenin kuşkusu olmasın diyorum ve son söz olarak da Tüm İzmirli Hemşerilerimi Kalplerin Sahibine Emanet Ediyorum.