ŞEHİT BABASINDAN POLİS ÖZEL HAREKAT BAŞKANINA MEKTUP!

HABER: AHMET TÜBCEL

 

Yurt içinde ve yurt dışında cansiperane görev yapan güvenlik güçlerimize ne kadar minnet duysak azdır .

Fakat son günlerde bu vatanın havasını soluyup bu vatanın ekmeğini yiyen kendini aydın olarak gören eli kalem tutan bazı gazeteci kılığına girmiş kişilikler emniyet teşkilatına ve bu ülkenin gözbebeği özel harekât başkanlığına bazı dürzülerin bir linç kampanyası başlatma girişimleri olduğunu hissediyorum

Bu ülkenin refahı bu vatanın bölünmez bütünlüğü için gözünü kırpmadan canını verecek olan insanları ancak ve ancak mayası bozuk olanlar basında yüksek sesle eleştirebilir

Neden?

Onu senin kalın kafan almaz açıklayayım ben.

Bir bu ülkenin her vatandaşı şartları tuttuğu zaman polis olmaya müracaat edebilir.

Asıl olan sınavları kazanıp polis okullarına kayıt yaptırdığın an başlıyor.

Ne başlıyor?

Bak o kalın kafana sok, yoksa ben senin o kalın kafana anlatayım…

Sınavları kazanıp geçici kayıt yaptırıyorsun.

Geçici kayıt yaptırdıktan sonra güvenlik soruşturması yani derinlemesine arşiv araştırması yani.

Hayatın boyunca hangi karakola gittin hangi konuda ifade verdiklerini bile inceliyorlar.

Hakkında yürütülen soruşturmadan tutun da aldığın cezalara kadar çok hassas bir şekilde incelemeye tabi tutuluyorsun.

Ardından araştırma bitmiyor.

Valilikler aracılığı ile ikamet ettiğiniz yerde mahalli tahkikat yapılıyor.

Yani yaşadığın mahallede oturan komşularından, alışveriş yaptığın yerlerden, gittiğin kahvehaneden bile seni sorup araştırıyorlar.

Yani bunların hepsinden tabiri caiz ise sınıfı geçersen polis teşkilatı seni bünyesine kabul ediyor.

Anlatacağım odur ki mayası düzgün, kanı bozuk olmayanları bu devlet  polis yapıyor.

 

Şimdi sen kalkmışsın bu insanlara boyuna kilona ve geçmişine bakmadan laf söyleme cesaretinde bulunuyorsun.

Bu ülkenin gözbebeği kuruma laf et, onlar hakkında yaz, çiz sonrada basın özgürlüğü platformunda en önde yürü, olacak şey değil.

 

 

ÖZEL HAREKAT POLİSLERİNİ ABDESTSİZ ALMA AĞZINA!

Gerçi sen abdestin ne olduğunu bilmezsin, ama sana gün gelir öğretirler nasıl abdest alındığını!

Sen ÖZEL HAREKAT Polislerini yakından hiç tanıdın mı?

Onların bir gün bile olsa misafiri oldun mu?

Onların yaşam tarzını biliyor musun?

Sen sevgilinin koynunda rahat bir gece geçiresin diye onlar canı pahasına senin rahatın bozulmasın diye can veriyorlar,

Sen sevgilinin koynunda “ortopedik viskon” yatakta sıcacık yatarken,

Onlar dağın başında yaklaşık üzerindeki 30 kg cephane ve silahlarıyla beraber nöbet tutuyor ve operasyon yapıyorlar,

Sen sevgilinle gece kulübünde çılgınca viskini yudumlarken,

Onlar bu vatanın bölünmez bütünlüğüne atılan mermilerden, adeta gece gündüz yapan sıcak çatışmadan şehitlik şerbetini içmek için Önce Allah deyip Sonra Vatan dediklerini anlayamaz ve hissedemezsin. Çünkü senin kanın bozuk!

 Onlar senin çocukların babasız kalmasın diye kendi çocuklarını babasız bırakıyorlar.

Onlar senin karın DUL kalmasın diye, DÜNYALAR TATLISI KENDİ ÇOCUKLARINI ANNESİZ BIRAKIYORLAR!

Ey be dürzü sen ne anlarsın polisten, askerden, sen ne anlarsın vatan sevgisinden sen ne anlarsın anadan, sen ne anlarsın babadan,

Sahi unutmadan sorayım DÜRZÜ, senin baban kim biliyor musun?

Sen ÖZEL HAREKAT Polislerine dil uzatacağını önce kan tahlili yaptır bence!

Yemin ediyorum senin kanın bozuk ulan dürzü!!!

 

BAK DÜRZÜ!

Doğru senin ve senin gibi mahluklar nezdinde bu PÖH’ler den ne köy olur ne kasaba!

BU PÖH’LER DEN OLSA OLSA VATAN OLUR MELEKET OLUR.

İzmir’in Selçuk ilçesinde İsa Bey caminin 7 dil bilen imamı İBRAHİM TAŞDEMİR amca kıldırdığı Cuma namazı çıkışı pamuklara sarıp büyüttüğü gözünün nuru canının parçası olan ÖZEL HAREKAT Polisi AHMET’ tinin şehit haberini aldıktan sonra dudaklarından dökülen cümleler bile olamasın sen.

Bu memleketin PÖH Ahmet’leri, Mehmet’leri, Hasan ve Hüseyin’leri cesaretlerinin sadakalarını verseler senin gibi dürzülerden dünyanın en büyük ordusu çıkar!

 

 

Senin gibi dürzülere gelsin bu video:   

İşte o video!

 

Şehit babası İbrahim Taşdemir amcamızın Özel Harekat'a yazdığı o mektup;

3 kasım 2017'de özel harekat polisi oğlumun şehit olduğunda üzerinden çıkan kanlı elbiselerini botlarını yetkililerden istediğimde bana patlayan bombanın hararetinden oğlumun kıyafetlerinin botlarının yandığını bu nedenle veremeyeceklerini söylediler. 26 yaşındaki oğlumun cenazen namazını kendim kıldırıp acı bir şekilde kendi ellerimle   toprağa verdim. Oğlumun şehadetinden sonra davet edildiğim programlarda, birçok şehit annesi ve babasıyla tanıştım. Nice şehadet olaylarını, anne babalarından dinledim.   

            Mesela oğlu ile telefonda konuşurken oğlunun arkadan haince kahpece şehit edilişini telefondan naklen canlı dinleyen Bolu Göynük’ten salim abi ile tanıştım. Kahpece bombe ile şehit edilen Kaymakam Muhammed Safi Türk’ün babası kaderdaşım Asım Safi Türk’ten, hainler tarafından hunharca üzerine yüzlerce mermi yağdırılıp şehit edilen Ömer Halisdemir'in babası Hasan Hüseyin amcadan, iki evladını birden Ankara Polis Özel Harekat merkezinde şehit veren Ali Oruç’tan, Cennet Yiğit'in babası Yahya Yiğit'ten, Yasin Ağaroğlu'nun babası Osman Ağaroğlu'ndan ve daha nice şehit babalarından nice kahramanlık destanları dinledim. Kederlerine, gözyaşlarına, acılarına ortak ve şahit oldum.   

           Yaşadıkları bunca acılara, şehit evlatlarına duydukları hasrete rağmen bu şehit babalarının annelerinin ortak cümlesi; "Vatan Sağ Olsun" cümlesiydi. Hz. Muhammed efendimizin "vatan sevgisi imandandır" buyurduğu gibi, biz bu vatanı hem imanımızdan dolayı hem dün şehit dedelerimizin ve bugün de evlatlarımızın kanıyla sulandığı için sevdik.  Biz; bu vatan gemisinin sahipleriyiz!  Biz; bedel ödeyenleriz. Bir yandan gemimizi yüzdürmeye bir yandan korumaya gayret ederiz.

Amaaaaa!

Fareler; geminin sahibi, resmi yolcuları değildir. Fareler gemiye kaçak binerler. Bir yandan gemi kumanyasından çalarken, bir yandan da haince gemiyi kemirip delerler. Diğer yandan da fare haklarını savunup gemiyi korsanlara teslim etmeye gayret ederler. Batacak olursa gemiyi, ilk önce fareler Terk ederler. Gemi sahipleri de zaman zaman fareleri itilaf ederler.

Bu yüzden, vatan gemisini korumak için şehit oğlum Ahmet Alp’in nöbetini diğer kardeşi devraldı ve daha nice ahmet alpler bu görevi devr almaya hazır bekliyor. Allah'a and olsun ki, biz bu vatan gemisini yüzdürmeye, korumaya kollamaya devam edeceğiz.  Bu konuda en güzide kurumlarımızdan biri olan Emniyet Genel Müdürlüğümüze ve Başındaki Erol Ayyıldız Müdürümüze, Polis Özel Harekat Başkanlığımıza ve Başındaki Süleyman Karadeniz Müdürümüze Sonuna Kadar Sahip Çıkacağız. Emniyet genel müdürlüğümüzün ve şanlı ordumuzun sağladığı güvenlik, Şehit evlatlarımızın canını vererek sunduğu huzur, ibadet aşkıyla nöbet tutan yiğitlerin hakkı; bu vatanda yaşayıp her nimetinden faydalanan ama bu vatana ihanet eden hainlere ve ağababalarına zehir zıkkım olsun.