Sevgili okuyucularım uzun zamandır sizlerle burada beraber olamıyoruz ama her hafta ekranlardan Temizeller programından sizlerle beraber oluyoruz. Hatırlarsınız İstanbul’da ortaya çıkardığımız İstanbul Büyükşehir Belediyesinde yaşanan İSKİ skandalını, o haber ki Türkiye’nin siyasi yol haritasını değiştiren bir haberdi. Aslında Türkiye’de hiçbir haber yoktur ki yaklaşık 30 yıldır insanların hafızasına yer etmiş bir yolsuzluk olayı. İşte O günlerden günümüz Türkiye’sine her ne kadar uzun yıllarmış gibi gözükse de yıllar su gibi gelip geçmiş.
Yıl olmuş 2021 hala bazı belediye başkanları cebini doldurmakla meşgul, neyse ki Temizeller var.
Kısa bir süre önce İzmir’de LİNÇ edilme pahasına (ki edildik) ortaya çıkardığımız ve yüksek sesle TEMİZELLER programında gündeme taşıdığımız, gündemde tutmayı başardığımız Menemen belediyesinde yaşanan yolsuzluk olaylarının sonucunda (gördüğümüz vefasızlıkları yazmıyorum buraya, onu ayrı bir yazımda genişçe ele alacağım)
Menemende Bir devri kapatıp bir devri açan Temizeller programı bence İzmir’de yine tarih yazdı. 1.dalga operasyonda 11 kişinin tutuklandığına Tüm Türkiye şahit olmuştu.(tabi ki unutmadan söylemek ve hakkını teslim edilmesi gereken. Menemen Ak parti bir önceki dönem ilçe başkanı Muzaffer Sıtkı Yüksel, Çünkü adli makamlara ilk şikâyet dilekçesini kendisi verip Başrol oynamıştı.) Aslında bugünkü konumuz bu değil
Bugün sizlere çok özel bir konular hakkında yaptığım araştırmalar neticesinde edindiğim bilgileri derleyip toparlayıp düşüncelerimi paylaşmak istedim.
Bugünkü özel yazımda son günlerde İzmir gündemini meşgul eden siyasetin mezesi olan bir konu ve olaydan bahsetmek irdelemek istiyorum
YIL. 2009
YER. İZMİR
AK PARTİ İZMİR İL BAŞKANI AYDIN ŞENGÜLE OPERASYON ÇEKİLİYOR
Hatırlar mısınız?
İzmir adliyesine atanan adına süper savcı diye yalakalar tarafından lakap takılan cumhuriyet savcısı murat gök zamanını, kimdi bu adam!
Atandığı İzmir Adliyesi'nde iki yıl boyunca Özel Yetkiyle görev yapmış, belediyeler de dahil, kamu kurumlarındaki suç örgütlerine yönelik operasyonlarla adını duyurmuş ve Süper Savcı lakabıyla anılmaya başlamıştı
Sonrada, ’Süper Savcı’ lakabıyla anılan Cumhuriyet Savcısı Murat Gök, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nca özel yetkileri alınarak düz savcı olarak 2009 yılında Samsun’a atanmıştı. Atanmıştı atanmasına ama foyası sonradan ortaya çıktı.
Gök'ün kişilerin huzur ve sükununu bozma, görevi kötüye kullanma, Cumhuriyet Savcılığı nüfusunu kullanarak cinsel taciz ve hakaret, yargı görevini yapanı etkilemek ve soruşturmanın gizliliğini ihlal suçları işlendiği öne sürüldü ve hakkında bir çok şikayet yapıldı.
Savcı Gök sansasyonel bir çok operasyon yaptı. Sanıkların çoğunluğu biten davalarda beraat etti.
Aslında hukuk şov yapılarak tesis edilemezdi. Asıl olan insanların suçsuzluğu idi.
Bu savcı buradan gittikten sonra ’’ İzmir valisini ve Ak parti il başkanı Aydın Şengül’ü gözaltına alacaktım’’ demişti ve kimse bu konunun arkasını irdelemedi oysaki Aydın Şengül o dönemde bile bu fetöcülerin dediğini yapmıyor isteklerine karşı çıkıyordu demek ki bunların kuyruk acısı ta o zamandan geliyor.
Hani derler ya zaman en büyük yargıçtır işte zaman Şengül’ü haklı çıkarmıştı, ama o günden sonra kumpasları ardı arkası kesilmedi neden mi? İşte Şengül’ün il başkanlığı döneminde ve milletvekilliği döneminde bu kumpasçı tayfaya fırsat ve izin vermediği için.
YIL 2011
YER. İZMİR
BAŞBAKAN BİNALİ YILDIRIMA OPERASYON ÇEKİLİYOR.
Hatırlarsınız İzmir yerel seçimlerde başbakan Binali Yıldırım’ın aday gösterilmesi ülke genelinde sansasyon yaratmış tüm dünyanın gözü İzmir’e çevrilmişti.
Çevrilmişti çevrilmesine ama bir grup fesat fitne sokmak isteyenler boş durmuyordu.2011 yılında ark niyetli kişiler tarafından alt yapısı oluşturulan ve o günlerde başlatılan bir soruşturma neticesinde tam yerel seçim yani 2014 yılında Binali Bey aday gösterilmiş çalışmalar tüm hızıyla devam ediyor derken kirli bir el uzanıp operasyon düğmesine basıyor ve başbakan Binali Yıldırım’ın bacanağı Cemalettin haberdar gözaltına alınıyor. Tabi ki mikrofonlar hemen yıldırıma uzatılıyor ve yıldırımın mikrofonlara verdiği demeç oldukça düşündürücü idi,
Binali Yıldırım, 24 kişinin gözaltına alındığı, liman ihalelerine fesat karıştırıldığına yönelik rüşvet ve yolsuzluk operasyonuna tepki gösterdi. Yıldırım, “Ben bunu halkımızın takdirine sunuyorum ve çok anlamlı buluyorum. Zamanlaması yönünden anlamlı buluyorum. İşin gelişimi belli, yani 2011 başında gizlice alınan bir SES KAYDI dayanak gösterilerek başlatılan bir soruşturma. Üç yıl aradan sonra bu operasyon yapılıyor. Hiç yorum yapılmayacak, seçim sürecini sabote etmeye, yanlış algı oluşturmaya yönelik açık bir faaliyet en hafifinden” dedi. Yıldırım, operasyon kapsamında bir akrabasının da gözaltına alındığı iddialarıyla ilgili olarak, “Benim bilgim yok. Onu da burada duydum ben. Kendisiyle görüşmedim ama böyle bir şey var mı yok mu, alındı mı verildi mi bilmiyorum.” Diyerek olayı yorumluyordu. (Ogün bu haberleri sür manşet yapanlar şimdi Binali yıldırımın nasıl yüzüne bakıyor hayretler içinde kalmıyor değilim) ve soruşturma sonucu TAKİPSİZLİK KARARI VERİLDİ.
YIL2021
YER. İZMİR
AYDIN ŞENGÜL’E TEKRAR OPERASYON ÇEKİLİYOR
Şengül’e bu kaçıncı operasyon
Herkesin duyduğu fakat çoğu kimsenin bilgi sahibi olmadığı bir siyaset konusu.
Hemen aklıma rahmetli uğur mumcunun bir lafı geldi’ ’bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmayın’ ’diye söylemişti üstat
Zaten Ak partinin içindeki AKP’liler değil de gerçek Ak partililer buna inanmamış inanmakta da zorlanıyorlardı işin aslı inanmak istemiyorlardı, çünkü gerçek AK partili Aydın Şengül’ün bu partiye ve davaya hizmetlerini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a aşkını bilmeyen yoktu.
Memleket ve Ülke sevdalısı AK Partiyi güçsüz düşürecek fitneci gruplar tarafından her hamle sonuçsuz kalacaktır. Çünkü bunlar bunun provasını 17/25 Aralık’ta Cumhurbaşkanına, 2014 yılında Binali Yıldırıma,2009 yılında Aydın Şengül’e ve 15 Temmuz’da Türk Milletine yaptılar şimdi yine, 2021 yılında Aydın Şengül’e yapmaya çalışıyorlar. Sonuçları dört duvar arası cezaevini boylamışlardı. Tarih tekerrürden ibarettir.
O İNANMIŞTI BİR KERE.
Neye inanmıştı Erdoğan’ın memleket sevdasına, neye inanmıştı Erdoğan’ın bu millet için yürüttüğü 2023 hedeflerine, neye inanmıştı Erdoğan’ın dava adamlığına, neye inanmıştı Erdoğan’ın vefa timsali bir insan olduğuna işte Şengül’ü etkileyen tarafları bunlardı, onun içindir ki partisine hizmetten hiç bir zaman geri adım atmadı.
Siz bilir misiniz ki Aydın Şengül il başkanlığı dönemi sona erdikten sonra bile yüzlerce fakir fukara aileye yardımları ve onların çocuklarına eğitim bursunu kendi cebinden verdiğini.
Şimdi ben sizi fazla duygusala bağlamadan bir soru sormak isterim siyasi partisi fark etmez, hangi il başkanı görevi bıraktıktan sonra yüzlerce fakir fukara ailelere ziyarete gider ve onların ihtiyaçlarını karşılamak için didinir durur. Hangisi fakir fukaranın derdiyle dertlenir?
Onu bu yola sürükleyen hem içindeki merhamet duygusu hem de yürüttüğü davaya olan inancı ve Cumhurbaşkanına sıkı sıkıya bağlı olması.
Aydın Şengül’ün aslında siyasi hayatını bir gözaltı kararı ile bitirmek isteyen fetöcülerin kumpası ortaya çıkmış savcı İzmir’den sürülmüş ak partili Şengül yine aklanmıştı
Milletvekilliği döneminde bile rahat bir vekillik yapamayan Şengül’e o dönemde bile birçok kumpas oyunları yapılmış ve hepsi Şengül’ün dik duruş sergilemesiyle boşa çıkmıştı.
ŞİMDİDE BAŞKA OYUNLAR
Aslında aydın Şengül bu filmi daha önce birçok izlemişti yani bu ucuz ve amatörce hazırlanan ayak oyunlarına alışıktı, şimdide Şengül’ün karşısına ses kaydın var sen Cumhurbaşkanımıza hakaret ediyorsun sen şöyle dedin, sen böyle dedin.
Şimdide ben size bir soru sorayım eğer Aydın Şengül’ün böyle bir ses kaydı var ise elinde bulunan kişiler Şengül’ün siyasi hayatını bitirmek uğruna ne yapmazlardı?
Bu ses kaydını gizli bir yerden youtube kanalına atıp, sonradan da oradan alıntı yapıp dünya alemle paylaşmazlar mıydı?
Aslında Şengül bu iddiaları ciddiye almıyor onun sergilediği rahat tavırlar karşısındaki siyasi hayatını bitirmek isteyen ve tuzak kuran tarafı daha çok tahrik ediyordu, çünkü Şengül yaptığı açıklamada cumhurbaşkanına ne kadar bağlı olduğunu son nefesine kadar bu davanın neferi olduğunu hiç kimsenin kendisine bu davadan koparamayacağını söylüyordu.
Ancak yukarıda bahsettiğim merhamet duygusuna tekrar bir cümle ile değinmek istiyorum, hani dedik ya Şengül merhametli bir insan diye aslında geçmişte kendisine tuzak kuranlara bile o günler yaptığı açıklama ile hakkını helal ediyor parti içindeki rakiplerine Allahtan kolaylıklar diliyordu. Belki de Şengül hatayı bu insanlara fazla merhamet gösterdiği için yapmıştı. Âmâ hani derler ya ‘’can çıkar huy çıkmaz’’ diye nezaket ve merhamet duygusu adamın genetik yapısında var.
Şengül’ün bu konuda açıklamasındaki bence en önemli paragraf ‘’ Şahsıma ait olduğu iddia edilen sözler, tamamen hayal ürünü olup Sayın Cumhurbaşkanımıza karşı bu yakışıksız sözleri sarf etmem kesinlikle söz konusu değildir. Benim, Sayın Cumhurbaşkanımıza bağlılığımı kimse sorgulayamaz. Ben, partimin kuruluşundan bu yana, bir saniye bile şüphe etmeden Sayın Cumhurbaşkanımızın yanında durdum. Ömrüm yettiği sürece de Sayın Cumhurbaşkanımızın yanında yer almaya devam edeceğim. Bugüne kadar asılsız ses kayıtları üreterek, kumpaslar kurarak, kimlerin hangi operasyonların içinde olduğunu, partim ve Türk halkı çok iyi bilmektedir. 17-25 Aralık kumpasının yaşandığı dönemde de, hayali ses kayıtlarını kimlerin hazırladığı ve bunlardan kimlerin menfaat sağlama peşine düştüğü de açıkça ortadadır. Şahsımın, AK Parti’ye ve Sayın Cumhurbaşkanımıza bağlılığı, asla sarsılmayacak ve sorgulanamayacak gönül bağlılığıdır’’ diyerek kendisine tuzak ve kumpas kuranları adeta delirtiyordu.
Ne yapsalar ne etseler Aydın Şengül’ü AK partiden koparamayacaklarını anlayan bu gafiller şimdide başka oyun peşinde olduklarına inanın, bu ne ilk ne de AK parti ye oynanan son oyun olacak. Bakalım şimdi sıra kimde? (sarı öküz hikâyesi bilmeyeniniz yoktur herhalde)
Ben yazımın sonlarına gelirken şunu unutmadan hatırlatmak isterim sizlere,
Neden hep Karadeniz uşaklarına operasyon çekiyorlar?
Aydın Şengül tipik bir Karadeniz çocuğu üstüne üstlük Trabzonlu.
(Karadenizli bir şairin değişiyle) Karadeniz insanının en belirgin özelliği “dellenmek”, üstelikte, ezelden beri “dellenmek”tir. Ksenophan’nun, M. Ö. 400’lerde kaleme aldığı Anahosis’e (On binlerin Dönüşü) (bakın eğer inanmıyorsanız); Eski İran’da taht kavgalarının cüretli askerler angajmanıyla bir tarafı olarak çarpışıp ta bozguna uğrayan (Batı Anadolu) Grek savaşlarının; yani on binlerin kendi yurtlarına dönmek için tutturdukları Karadeniz/Trabzon yolunda en büyük ve Tek karşı koyuşu işte daha o tarihte bile delenmiş olan Karadeniz halkından görmüş olmaları boşuna değil di herhalde. Dahası bu karşı koyuşla sadece halk değil bu yörenin “deli bal” da üstüne düşeni yapmış ve baldan yiyen Grek askerlerini perişan etmiştir.
BENCE ALLAH AYDIN ŞENGÜL’E DOSTLARINI TANIMA FIRSATI VERDİ…
Necip Fazı Üstadın şu dizeleri geldi aklıma zannederim konumuzla alakalı!
Tohum saç, bitmezse toprak utansın!
Hedefe varmayan mızrak utansın!
Hey gidi Küheylan, koşmana bak sen!
Çatlarsan, doğuran kısrak utansın!
Eski çınar şimdi Noel ağacı;
Dallarda iğreti yaprak utansın!
Ustada kalırsa bu öksüz yapı,
Onu sürdürmeyen çırak utansın!
Ölümden ilerde varış dediğin,
Geride ne varsa bırak utansın!
Ey binbir tanede solmayan tek renk;
Bayraklaşamıyorsan bayrak utansın!
SAĞLIKLA VE TEMİZ KALIN.
Ahmet Tübcel