Ahmet Orhan
Köşe Yazarı
Ahmet Orhan
 

IRAK MI, UKRAYNA MI ?

    Yakın dünya tarihinde çeşitli gerekçelerle bir çok ülkeye yapılan top yekun askeri müdahale ve işgal olayına rastlamaktayız. Özellikle Müslüman coğrafyalardakiler son derece dikkat çekicidir. Bunlardan en kanlı olanlardan biri şüphesiz ki 19 Mart 2003 tarihinde başlayan ABD ve İngiltere askeri güçlerinin katıldığı sözde Irak’ı Saddam’dan kurtarma ve Irak’ı özgürleştirme amaçlı müdahalesidir. Humeyni’nin İran’a dönmesi sonrası önce Iran ile savaşma konusunda teşvik ve destek gören Saddam, Kuveyt’i işgal etmeye kalkmasıyla ABD ve müttefiklerinden büyük tepki görmüştür. ABD ve müttefiklerinin dışında tüm dünyadan gelen yoğun tepkiler sonrasında Saddam komutasındaki Irak güçlerinin Kuveyt’ten çekilmesi, ABD’nin Saddamlı Irak’a yönelik operasyonlarının başlamasını engelleyememiştir. En az 500 Bin Iraklı çocuğun ölümüne neden olan ve yıllar süren ağır ambargo sonrası askeri işgale bahaneler aranmıştır. ABD’nin Saddam’ın biyolojik silahlara sahip olduğu ve daha tehlikelilerini de geliştirme olduğu iddiası, kurulan BM heyeti tarafından doğrulanmamış olmasına rağmen tarihte emsali görülmemiş bir hava bombardımanının ardından Irak yaklaşık bir aylık sürede işgal edilmiştir. "Irak'ı kitle imha silahlarından arındırma, Saddam Hüseyin'in terörizme verdiği desteği sona erdirme ve Irak halkını özgürleştirme" bahanesiyle gerçekleştirilen işgal 9 yıl sürmüş ve bir milyonun üzerinde Iraklının ölümüyle neticelenmekle kalmamış, yakın coğrafyalar dahil halen sürmekte olan bir istikrarsızlığa devamlılık kazandırmıştır.   Arap, Kürt, Türkmen olarak etnik ve Şii, Sünni olarak da inanç temelinde de ayrıştırılan Irak halkının varlığı bölge için tehlike oluşturmaya devam etmektedir. Dünyanın gözleri önünde yaşanan bu acı örneğe rağmen şimdiden ne kadar süreceği ve nelere mal olacağı bilinemeyen başka bir işgal hareketi de Rusya tarafından hayata geçirilmiş durumdadır. Sovyetler Birliğinin tarihin çöplüğüne atılması sonrası eski Sovyet coğrafyasında yer alan Lituanya, Estonya ve Letonya’nın AB’ye dahil edilmesi sonrası Ukrayna’nın da önce NATO’ya sonra da AB’ye alınarak batı tarafından tamamen kuşatılacağı inancıyla Rusya tarafından bir işgal planı uygulamaya koyulmuştur. Rus lider Putin, işgalini Ukrayna’nın doğusunda bulunan Kırım’ı ilhakı yanında Rus nüfusun ağırlıkta olduğu bölgelerde hak iddiası ve mevcut yönetimin Nazi olduğu iddialarına dayandırmıştır. Rusya’nın bağımsız bir devletin varlığına rağmen giriştiği işgal teşebbüsü birkaç ülke hariç tüm dünya tarafından haklı olarak büyük bir tepkiyle karşılanmıştır. Tüm dünyayı yeni bir dünya savaşı korkusu sarmıştır. Dünya gibi Türkiye de yaşananlardan son derece rahatızdır. Ekonomik olara büyük bir mücadeleyi vermekte olan ülkemiz açısından yaşanmakta olan savaş, Dünyanın geride kalanlarından daha çok Türkiye’yi etkilemektedir. Avrupa’nın çeşitli bahanelerle ülkemize gelen turistleri engellemeye çalıştığı günlerde turistik tesislerimizi doldurarak zor günleri geçirmemizde büyük katkıları olan Rusya ve Ukrayna vatandaşlarının sağladığı gelirler başta olmak üzere toplamda 40 milyar doları geçen ticaret hacmimiz yaşananlardan çok yönlü ve olumsuz etkilenmemize neden olmaktadır. Söz konusu turizm kökenli yakın temasta bir birimizi daha fazla tanıma fırsatı bulmamız elbette beraberinde sempatiyi de getirmiş, tarihi ilişkilerimize insani bir boyut ta kazandırmıştır. Olayların yakın ilişki ve işbirliği içinde olduğumuz bu iki devlet arasındaki işgal nedenli savaştan derinden etkilenmemize neden olduğu su götürmez bir gerçektir.   Türk milletinin büyük çoğunluğu Rusya’yı haksız görmesine rağmen geçmişte Müslüman coğrafyalarda yaşanan işgal kökenli savaşlar karşısındaki batının tutumu dolaysıyla geniş anlamda farklı tepkiler de görülmektedir. Batının işgale, kıyıma maruz kalan insanların dini, rengi gibi özelliklere göre davranış belirlemesi, ölenlerin kaşına, gözüne ve teninin rengine bakması bir çok kişi tarafından haklı olarak tepkiyle karşılanmaktadır. Batının, Avrupa’nın ortasında sırf Müslüman oldukları için soy kırıma maruz kalan Boşnaklara yardım etmek yerine olayları görmemezlikten gelmesi halen hafızalarımızdaki yerini tüm tazeliğiyle korumaktadır. Kan ve gözyaşının sürmekte olduğu Afganistan ve Suriye’de yaşananların gerçek nedeninin batı olduğunu tüm dünya bilmektedir. Bu yaşanan ve yaşanmakta olanlar ortadayken elbette görülen çifte standart insanlık dışıdır. Ancak unutulmamalıdır ki geçmişte benzer durumda birileri tarafından yanlış yapılmış olması insanların hayatlarına mal olan haksızlıkları mazur gösteremez, göstermemelidir. Komşumuz Rusya muhtemelen ABD tarafından hazırlanan bir tuzağa düşmüş, Rusya açısından zaferle neticelenmesi mümkün olmayan bir işgale girişmiştir. Anlaşılan o ki Ukrayna, Rusya için Afganistan gibi yeni bir hezimetin yaşanmasına neden olacaktır. Daha fazlası, Rusya’nın batı tarafından tamamen kuşatılmasıyla neticelenecek gibi görünmektedir. Putin için yapılabilecek en iyi hamle kendisine işgal hareketine bir an önce son vermek olacaktır.      
Ekleme Tarihi: 01 Mart 2022 - Salı

IRAK MI, UKRAYNA MI ?

 

 

Yakın dünya tarihinde çeşitli gerekçelerle bir çok ülkeye yapılan top yekun askeri müdahale ve işgal olayına rastlamaktayız.

Özellikle Müslüman coğrafyalardakiler son derece dikkat çekicidir.

Bunlardan en kanlı olanlardan biri şüphesiz ki 19 Mart 2003 tarihinde başlayan ABD ve İngiltere askeri güçlerinin katıldığı sözde Irak’ı Saddam’dan kurtarma ve Irak’ı özgürleştirme amaçlı müdahalesidir.

Humeyni’nin İran’a dönmesi sonrası önce Iran ile savaşma konusunda teşvik ve destek gören Saddam, Kuveyt’i işgal etmeye kalkmasıyla ABD ve müttefiklerinden büyük tepki görmüştür.

ABD ve müttefiklerinin dışında tüm dünyadan gelen yoğun tepkiler sonrasında Saddam komutasındaki Irak güçlerinin Kuveyt’ten çekilmesi, ABD’nin Saddamlı Irak’a yönelik operasyonlarının başlamasını engelleyememiştir.

En az 500 Bin Iraklı çocuğun ölümüne neden olan ve yıllar süren ağır ambargo sonrası askeri işgale bahaneler aranmıştır.

ABD’nin Saddam’ın biyolojik silahlara sahip olduğu ve daha tehlikelilerini de geliştirme olduğu iddiası, kurulan BM heyeti tarafından doğrulanmamış olmasına rağmen

tarihte emsali görülmemiş bir hava bombardımanının ardından Irak yaklaşık bir aylık sürede işgal edilmiştir.

"Irak'ı kitle imha silahlarından arındırma, Saddam Hüseyin'in terörizme verdiği desteği sona erdirme ve Irak halkını özgürleştirme" bahanesiyle gerçekleştirilen işgal 9 yıl sürmüş ve bir milyonun üzerinde Iraklının ölümüyle neticelenmekle kalmamış, yakın coğrafyalar dahil halen sürmekte olan bir istikrarsızlığa devamlılık kazandırmıştır.

 

Arap, Kürt, Türkmen olarak etnik ve Şii, Sünni olarak da inanç temelinde de ayrıştırılan Irak halkının varlığı bölge için tehlike oluşturmaya devam etmektedir.

Dünyanın gözleri önünde yaşanan bu acı örneğe rağmen şimdiden ne kadar süreceği ve nelere mal olacağı bilinemeyen başka bir işgal hareketi de Rusya tarafından hayata geçirilmiş durumdadır.

Sovyetler Birliğinin tarihin çöplüğüne atılması sonrası eski Sovyet coğrafyasında yer alan Lituanya, Estonya ve Letonya’nın AB’ye dahil edilmesi sonrası Ukrayna’nın da önce NATO’ya sonra da AB’ye alınarak batı tarafından tamamen kuşatılacağı inancıyla Rusya tarafından bir işgal planı uygulamaya koyulmuştur.

Rus lider Putin, işgalini Ukrayna’nın doğusunda bulunan Kırım’ı ilhakı yanında Rus nüfusun ağırlıkta olduğu bölgelerde hak iddiası ve mevcut yönetimin Nazi olduğu iddialarına dayandırmıştır.

Rusya’nın bağımsız bir devletin varlığına rağmen giriştiği işgal teşebbüsü birkaç ülke hariç tüm dünya tarafından haklı olarak büyük bir tepkiyle karşılanmıştır.

Tüm dünyayı yeni bir dünya savaşı korkusu sarmıştır.

Dünya gibi Türkiye de yaşananlardan son derece rahatızdır.

Ekonomik olara büyük bir mücadeleyi vermekte olan ülkemiz açısından yaşanmakta olan savaş, Dünyanın geride kalanlarından daha çok Türkiye’yi etkilemektedir.

Avrupa’nın çeşitli bahanelerle ülkemize gelen turistleri engellemeye çalıştığı günlerde turistik tesislerimizi doldurarak zor günleri geçirmemizde büyük katkıları olan Rusya ve Ukrayna vatandaşlarının sağladığı gelirler başta olmak üzere toplamda 40 milyar doları geçen ticaret hacmimiz yaşananlardan çok yönlü ve olumsuz etkilenmemize neden olmaktadır.

Söz konusu turizm kökenli yakın temasta bir birimizi daha fazla tanıma fırsatı bulmamız elbette beraberinde sempatiyi de getirmiş, tarihi ilişkilerimize insani bir boyut ta kazandırmıştır.

Olayların yakın ilişki ve işbirliği içinde olduğumuz bu iki devlet arasındaki işgal nedenli savaştan derinden etkilenmemize neden olduğu su götürmez bir gerçektir.

 

Türk milletinin büyük çoğunluğu Rusya’yı haksız görmesine rağmen geçmişte Müslüman coğrafyalarda yaşanan işgal kökenli savaşlar karşısındaki batının tutumu dolaysıyla geniş anlamda farklı tepkiler de görülmektedir.

Batının işgale, kıyıma maruz kalan insanların dini, rengi gibi özelliklere göre davranış belirlemesi, ölenlerin kaşına, gözüne ve teninin rengine bakması bir çok kişi tarafından haklı olarak tepkiyle karşılanmaktadır.

Batının, Avrupa’nın ortasında sırf Müslüman oldukları için soy kırıma maruz kalan Boşnaklara yardım etmek yerine olayları görmemezlikten gelmesi halen hafızalarımızdaki yerini tüm tazeliğiyle korumaktadır.

Kan ve gözyaşının sürmekte olduğu Afganistan ve Suriye’de yaşananların gerçek nedeninin batı olduğunu tüm dünya bilmektedir.

Bu yaşanan ve yaşanmakta olanlar ortadayken elbette görülen çifte standart insanlık dışıdır.

Ancak unutulmamalıdır ki geçmişte benzer durumda birileri tarafından yanlış yapılmış olması insanların hayatlarına mal olan haksızlıkları mazur gösteremez, göstermemelidir.

Komşumuz Rusya muhtemelen ABD tarafından hazırlanan bir tuzağa düşmüş, Rusya açısından zaferle neticelenmesi mümkün olmayan bir işgale girişmiştir.

Anlaşılan o ki Ukrayna, Rusya için Afganistan gibi yeni bir hezimetin yaşanmasına neden olacaktır.

Daha fazlası, Rusya’nın batı tarafından tamamen kuşatılmasıyla neticelenecek gibi görünmektedir.

Putin için yapılabilecek en iyi hamle kendisine işgal hareketine bir an önce son vermek olacaktır.

 

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve temizellergazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.