Ahmet Orhan
Köşe Yazarı
Ahmet Orhan
 

SİYASETTE NELER OLUYOR?

  AK Partinin iktidara gelişinden bu yana en çok duyulan cümlelerin başında; “Tamam, bunlar gitmesine gitsin de AKP’nin yerine bu muhalefet mi gelsin” geldiğine hepimiz şahitlik etmişizdir. Bu günlerde de yoğunluğu kısmen azalsa bile aynı anlamda cümlelerin geniş halk kitleleri tarafından sıklıkla söylendiğini görmekteyiz. Uzun yıllardır emsalini görmediğimiz birçok zorluğu yaşadığımız şu günlerde ana muhalefet partisi liderinin daveti üzerine millet ittifakının mensupları CHP, İYİ Parti ve DP’nin yanı sıra SP, DEVA ve GP Cumhur İttifakına karşı yeni bir ittifak oluşturabilmek için bir araya gelişlerinin sonrasında bile aynı cümleler kurulmaya devam etmektedir. CHP ve İYİ Parti dışında kalan, milli görüşün resmi temsilcisi SP de dahil olmak üzere henüz seçime girmemiş olan AKP’den kopanların kurduğu iki partinin toplamından daha fazla oyu alacağına inanılan PKK’nın siyasi uzantısı HDP’nin yanında, DSP ile CHP’den ayrılan Muharrem İnce’nin Memleket Partisi ve Mustafa Sarıgül’ün TDP’ni dışarıda bırakmış olan bu muhalefet hareketi, iktidar karşısında başarıya ulaşacağına dair net bir kanaat oluşturmaktan uzaktır. Kısaca ifade etmek gerekirse Kemal Kılıçdaroğlu ve Meral Akşener’in başını çektiği muhalefet hareketi hükümetin yarattığı tüm olumsuzluklara rağmen Türk Milleti nezdinde bir çözüm merkezi olamamıştır. Peki, Türkiye bırakın AK Partili 20 yılı, belki de son yarım asırdan bu yana görülmemiş hayat pahalılığının öne çıktığı ağır bir kriz içindeyken nasıl oluyor da muhalefet, Türk seçmeni tarafından hükümet alternatifi olarak görülememektedir? Elbette bu sorunun cevabını vermek durumunda olanların başında muhalefet partileri gelmektedir.   —Tencere hükümet devirir! —Türk Milleti kesesine bakar, oraya zarar verirseniz işiniz biter! Klişelerine rağmen ne hükümet iktidar koltuğunu bırakmakta, ne de muhalefet yönetimi devralabileceğine dair kuvvetli bir algı yaratabilmekte. Bu durumda yukarıdaki sorunun kesin cevabını başka yerlerde aramak gerekiyor demektir. Atatürk’ün Gençliğe Hitabesinde en veciz şekilde “Millet, fakruzaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir” cümlesinde ifadesine bulduğu gibi yaşamakta olduğumuz günlerde Türk Milleti ekonomik zorluklarla baş etmek zorunda kalmış olsa bile Türkiye Cumhuriyeti Devletinin aziz milletimizle bölünmez bütünlüğünü her şeyin üzerinde tutan bir kararlılık içindedir. Büyük Türk Milleti, milli varlığına kast etmiş olan ister etnik, isterse dini kökenli olsun hiçbir bölücü oluşuma göz yummaz.    Onlara muhtaç olmaktansa her türlü maddi zorluğa katlanabilecek bir milli karaktere sahip olan Türk Milleti özellikle bölücü HDP’nin resmi veya gayri resmi olarak hileyle dolaylı içinde bulunduğu oluşumları hoş karşılamaz. Söz konusu toplantı sonrası basına sızan duyumlardan CHP, SP, DEVA ve Gelecek Partisinin bir şekilde HDP ile ortaklaşma içersinde bulunmayı arzuladıkları ve anlaşılmaktadır. HDP ile aynı ittifak içinde bulunmayı tabanılarına kabul ettirmeleri mümkün olmayan İyi Parti ve Demokrat Partinin genel başkanları açıkca ifade etmemiş olsalar bile rahatsızlık duydukları kulislere sızdırılmıştır. Cumhur İttifakı muhalifleri çok istemelerine rağmen bir türlü ekonomik sorunlar ve hükümet sistemi temelli siyasi rekabet ortamını tesis edemeyerek tabiri caizse AK Parti ve Milliyetçi Hareket Partisi’nin ekmeğine yağ sürmektedirler. Bu yaklaşımıyla Millet İttifakı, Cumhur İttifakının fikir babası olan Sayın Bahçeli’nin HDP’nin siyasi yelpazedeki konumuna dayalı stratejisinin tıkır tıkır işleyerek Sayın Erdoğan’ın yeniden Cumhurbaşkanı olacağı ortamı yaratmış olmaktadır.  Siyaset anlayışlarında ve ekonomide büyük değişimler olmazsa zamanında veya erken yapılacak bir seçimde Cumhur İttifakı milletvekili sayısının azalacağı ihtimali yüksek olmasına rağmen Recep Tayyip Erdoğan’ın yeniden Cumhurbaşkanı olma şansı muhtemel diğer tüm adaylardan daha yüksektir. Bizim gördüğümüz bu tabloyu elbette muhalefette görecek yeni arayışlara girecektir. Muhalefetin ne oranda başarılı olacağını zaman gösterecek.
Ekleme Tarihi: 04 Mart 2022 - Cuma

SİYASETTE NELER OLUYOR?

 

AK Partinin iktidara gelişinden bu yana en çok duyulan cümlelerin başında;

“Tamam, bunlar gitmesine gitsin de AKP’nin yerine bu muhalefet mi gelsin” geldiğine hepimiz şahitlik etmişizdir.

Bu günlerde de yoğunluğu kısmen azalsa bile aynı anlamda cümlelerin geniş halk kitleleri tarafından sıklıkla söylendiğini görmekteyiz.

Uzun yıllardır emsalini görmediğimiz birçok zorluğu yaşadığımız şu günlerde ana muhalefet partisi liderinin daveti üzerine millet ittifakının mensupları CHP, İYİ Parti ve DP’nin yanı sıra SP, DEVA ve GP Cumhur İttifakına karşı yeni bir ittifak oluşturabilmek için bir araya gelişlerinin sonrasında bile aynı cümleler kurulmaya devam etmektedir.

CHP ve İYİ Parti dışında kalan, milli görüşün resmi temsilcisi SP de dahil olmak üzere henüz seçime girmemiş olan AKP’den kopanların kurduğu iki partinin toplamından daha fazla oyu alacağına inanılan PKK’nın siyasi uzantısı HDP’nin yanında, DSP ile CHP’den ayrılan Muharrem İnce’nin Memleket Partisi ve Mustafa Sarıgül’ün TDP’ni dışarıda bırakmış olan bu muhalefet hareketi, iktidar karşısında başarıya ulaşacağına dair net bir kanaat oluşturmaktan uzaktır.

Kısaca ifade etmek gerekirse Kemal Kılıçdaroğlu ve Meral Akşener’in başını çektiği muhalefet hareketi hükümetin yarattığı tüm olumsuzluklara rağmen Türk Milleti nezdinde bir çözüm merkezi olamamıştır.

Peki, Türkiye bırakın AK Partili 20 yılı, belki de son yarım asırdan bu yana görülmemiş hayat pahalılığının öne çıktığı ağır bir kriz içindeyken nasıl oluyor da muhalefet, Türk seçmeni tarafından hükümet alternatifi olarak görülememektedir?

Elbette bu sorunun cevabını vermek durumunda olanların başında muhalefet partileri gelmektedir.

 

—Tencere hükümet devirir!

—Türk Milleti kesesine bakar, oraya zarar verirseniz işiniz biter! Klişelerine rağmen ne hükümet iktidar koltuğunu bırakmakta, ne de muhalefet yönetimi devralabileceğine dair kuvvetli bir algı yaratabilmekte.

Bu durumda yukarıdaki sorunun kesin cevabını başka yerlerde aramak gerekiyor demektir.

Atatürk’ün Gençliğe Hitabesinde en veciz şekilde “Millet, fakruzaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir” cümlesinde ifadesine bulduğu gibi yaşamakta olduğumuz günlerde Türk Milleti ekonomik zorluklarla baş etmek zorunda kalmış olsa bile Türkiye Cumhuriyeti Devletinin aziz milletimizle bölünmez bütünlüğünü her şeyin üzerinde tutan bir kararlılık içindedir.

Büyük Türk Milleti, milli varlığına kast etmiş olan ister etnik, isterse dini kökenli olsun hiçbir bölücü oluşuma göz yummaz. 

 

Onlara muhtaç olmaktansa her türlü maddi zorluğa katlanabilecek bir milli karaktere sahip olan Türk Milleti özellikle bölücü HDP’nin resmi veya gayri resmi olarak hileyle dolaylı içinde bulunduğu oluşumları hoş karşılamaz.

Söz konusu toplantı sonrası basına sızan duyumlardan CHP, SP, DEVA ve Gelecek Partisinin bir şekilde HDP ile ortaklaşma içersinde bulunmayı arzuladıkları ve anlaşılmaktadır.

HDP ile aynı ittifak içinde bulunmayı tabanılarına kabul ettirmeleri mümkün olmayan İyi Parti ve Demokrat Partinin genel başkanları açıkca ifade etmemiş olsalar bile rahatsızlık duydukları kulislere sızdırılmıştır.

Cumhur İttifakı muhalifleri çok istemelerine rağmen bir türlü ekonomik sorunlar ve hükümet sistemi temelli siyasi rekabet ortamını tesis edemeyerek tabiri caizse AK Parti ve Milliyetçi Hareket Partisi’nin ekmeğine yağ sürmektedirler.

Bu yaklaşımıyla Millet İttifakı, Cumhur İttifakının fikir babası olan Sayın Bahçeli’nin HDP’nin siyasi yelpazedeki konumuna dayalı stratejisinin tıkır tıkır işleyerek Sayın Erdoğan’ın yeniden Cumhurbaşkanı olacağı ortamı yaratmış olmaktadır. 

Siyaset anlayışlarında ve ekonomide büyük değişimler olmazsa zamanında veya erken yapılacak bir seçimde Cumhur İttifakı milletvekili sayısının azalacağı ihtimali yüksek olmasına rağmen Recep Tayyip Erdoğan’ın yeniden Cumhurbaşkanı olma şansı muhtemel diğer tüm adaylardan daha yüksektir.

Bizim gördüğümüz bu tabloyu elbette muhalefette görecek yeni arayışlara girecektir.

Muhalefetin ne oranda başarılı olacağını zaman gösterecek.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve temizellergazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.