DEĞİŞİMİN AYAK SESLERİ…
Yaşadığımız gündelik sorunlar gailesi içinde yaşadığımız hayatın ritminin değiştiğinin,gerek dünyada gerekse ülkemizde aslında yaşamımızın değişime zorlandığının farkındamıyız acaba?
Kırk yılı aşkındır süre gelen bu değişim dinamiğinin üç temel öğesi var;
Birincisi,Yaşadığımız yerkürenin ritmi değişiyor.Dünyadaki canlı ve bitki türlerinin sayısının azalması,Çevrenin,havanın,suyun kirlenmesi,küresel ısınma,karbon salınımı,erozyon,enerji kaynaklarının azalması,gıda krizleri,terör,savaş nedeniyle dünyada yaşanan ekonomik krizler vb. gibi her biri devasa sorunlar anlamına gelen ritim değişikliği.
İkinci temel dinamik,gündelik hayatın ritminin hızlanması.Bilişim,iletişim,ulaşım teknolojilerindeki değişimin,yani teknolojik devrimin tetiklemesi ile gündelik hayat daha önce hiç sınanmamış bir bir ritme ulaştı.Buna pararlel olarak üretme yöntemlerimiz değişiyor.Ama asıl önemlisi çalışma,üretme,örgütlenme ve yaşama pratiklerimiz zaman ve mekandan bağımsızlaşıyor.Zaman ve mekandan bağımsız çalışabilmek sadece hayatı hızlandırmıyor,aynı zamanda yerleşik hiyerarşileri ve statükoyuda parçalıyor.Halbuki bizim zihin dünyamız karar süreçlerinde bir hiyerarşik yönetim modeline şartlanmış durumda.Hızın,beğenmesek de varlığına alışkın olduğumuz hiyerarşilerin parçalandığına şahit olmak,güvensizlik ve endişe hissiyle yaşama zorunluluğunu da beraberinde getiriyor.Bilgi,haber ve deneyim anonimleştiğinden tüm dünyada insanlar iletişim ve ulaşım olanaklarını kullanarak yaşananlara müdahil olabilme imkanına sahip oluyor.
Üçüncü temel dinamik ise insan hareketlerindeki değişim.
Son yıllarda giderek artan göç olayları ve beraberinde getirdiği aşırı göçe maruz kalan ülkede yaşanabilecek demografik yapının değişmesi tehlikesi,sosyal ve kültürel yaşam değişimiyle birlikte o ülkede yaşayanların duyduğu huzursuzluklar yaşam ritmimizi değiştiren temel faktörlerden biri haline geldi.Bugün sadece ülkemizde değil tüm dünyada devletler daha çok göçü nasıl durdurabileceğini yada bunu nasıl denetleyebileceğini düşünüyor ve konuşuyor.Bu insanlar ne kadar büyük bir sorun olarak gözüksede bundan sonrada ya canlarını kurtarmak yada daha iyi bir yaşam arzusu ile hareket etmeye devam edecek.
Saymaya ve kısaca açıklamaya çalıştığım bu üç dinamikte gerek gündelik hayatımızı gerekse gelecekteki hayatımızı derinden etkiliyor.Bugün dünyada bir çok ülke bu yeni dinamiklere göre kısa,orta ve uzun vadeli politikalar üretip uygulamaya çalışıyor.Ülkemizinde bu dinamikleri göz önüne alarak yeni politikalar üretmesi ve bunları bir an önce uygulaması en büyük dileğim.
En önemli şey sorunun farkına varmak.Değişimin ayak seslerini duymak.
Ünlü filozof Hereklitios ne demis "Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir."O yüzden çevremizde ve dünyada tüm gelişmeleri ve değişimleri bu çerçevede izleyip ona göre davranırsak ülke olarak geleceğimizide sağlama almış oluruz.
Aksi halde işimiz zor.Benden söylemesi...
Sağlıkla kalın…..