Emin Küçük
Köşe Yazarı
Emin Küçük
 

HAKEM

HAKEM… Hakem deyip geçmeyin,bence dünyanın en zor işlerinden biridir. Nereden biliyorsun derseniz bizzat denedim oradan biliyorum. Bir zamanlar uzunca bir süre basketbol hakemliği yaptım.O zaman Bölge ve Milli hakem diye iki kategori vardı.Ben Kırklareli bölgesi hakemi idim. Bir süre Bölge hakemliği yapanlar yetenekli ise İl temsilcisinin teklifi ile Federasyon tarafından Milli Hakemlik denemelerine çağrılıyor ve orada başarılı  Olursan Milli Hakemliğe terfi ediyordun.O zaman parası çok olmasada oldukça popüler bir terfi olurdu bu.Her hakemin hayali yani. Bende bir süre Kırklareli Bölgesi Basketbol hakemliği yaptıktan sonra o zamanki  İl temsilcimizin teklifi ile Basketbol Federasyonu tarafından Millilik denemesi  İçin bir turnuvaya davet edildim.Bu turnuva 5 gün sürecek olan Türkiye Kupası Finalleri idi.Yeri ise Tekirdağ.Benim hakemlik kariyerimin burada sona ereceğini Kırk yıl düşünsem aklıma getirmezdim.Trajikomik bir olay benim Millilik, belkide FİBA hakemliğime gidecek yolun sonu olacaktı.Nasılmı?Anlatayım: Trajikomik olması benim koyu bir Fenerbahçe taraftarı olmam ve ilk yöneteceğim maçın Fenerbahçe-Manisa Vestel maçı olması idi.Müsabakaya başladıktan sonra taraftarlık benim için söz konusu olmasada ,bir anda gelişen bir olay sonun başlangıcı oldu.Alınan bir mola sonrası Fenerbahçe takımı sahaya dönmekte gecikince yanlarına gidip sahaya dönmelerini söyledim.O sırada Fenerbahçe de oynayan Amerikalı siyahi oyuncu Benjamin benim bu davetime neden gıcık oldu bilmiyorum,İngilizce bir küfür salladı.Küfürü anlayacak kadar İngilizce bildiğim için, bir an durakladım ve anında iki elimi yumruk yaparak  yukarıya kaldırdım(bu basketbolda diskalifiye işaretidir.)Benjamini oyundan ihraç ettim.Tabiiki ortalık karıştı.Öyleki Fenerbahçe seyircisini polis marifetiyle dışarı çıkarmak zorunda kaldık.Neyse maçla beraber benim Millilik kariyerimde sona erdi.Bir daha hiçbir turnuvaya davet edilmedim.Bir süre daha Bölge maçları yönettikten sonra hakemliği bırakıp Teknik Komiser(hakem gözlemcisi) olarak  bir süre görev yaptım.Şimdi düşünüyorum.Acaba o anda  o küfürü duymamazlıktan gelip maça devam etseydim nasıl bir kariyerim olurdu?diye.Büyük olasılıkla FİBA hakemliğine kadar yükselirdim.Ama o küfür hep kafamın içinde bir yerlerde beni rahatsız edip duracaktı.Belki çok para kazanıp,ünlü olacaktım, Ama onurumu hiçe sayarak.Değermi?Bence tabiiki değmez. Çünkü öteki tarafa giderken yanında götüreceğin tek şey onurlu bir yaşam.Para, şanş şöhret bunlar  kısa vadeli tatminler.En sonunda imam soracak,Nasıl bilirdiniz rahmetliyi?diye. İçten gelerek bir iyi bilirdik cevabı en büyük servet.O kadar. Neyse bir hakemlik işinden nerelere geldik. Kalın sağlıcakla…..  
Ekleme Tarihi: 08 Aralık 2021 - Çarşamba

HAKEM


HAKEM…

Hakem deyip geçmeyin,bence dünyanın en zor işlerinden biridir.
Nereden biliyorsun derseniz bizzat denedim oradan biliyorum.
Bir zamanlar uzunca bir süre basketbol hakemliği yaptım.O zaman Bölge ve Milli hakem diye iki kategori vardı.Ben Kırklareli bölgesi hakemi idim.
Bir süre Bölge hakemliği yapanlar yetenekli ise İl temsilcisinin teklifi ile
Federasyon tarafından Milli Hakemlik denemelerine çağrılıyor ve orada başarılı 
Olursan Milli Hakemliğe terfi ediyordun.O zaman parası çok olmasada oldukça popüler bir terfi olurdu bu.Her hakemin hayali yani.
Bende bir süre Kırklareli Bölgesi Basketbol hakemliği yaptıktan sonra o zamanki 
İl temsilcimizin teklifi ile Basketbol Federasyonu tarafından Millilik denemesi 
İçin bir turnuvaya davet edildim.Bu turnuva 5 gün sürecek olan Türkiye Kupası
Finalleri idi.Yeri ise Tekirdağ.Benim hakemlik kariyerimin burada sona ereceğini
Kırk yıl düşünsem aklıma getirmezdim.Trajikomik bir olay benim Millilik, belkide
FİBA hakemliğime gidecek yolun sonu olacaktı.Nasılmı?Anlatayım:
Trajikomik olması benim koyu bir Fenerbahçe taraftarı olmam ve ilk yöneteceğim maçın Fenerbahçe-Manisa Vestel maçı olması idi.Müsabakaya başladıktan sonra taraftarlık benim için söz konusu olmasada ,bir anda gelişen
bir olay sonun başlangıcı oldu.Alınan bir mola sonrası Fenerbahçe takımı sahaya dönmekte gecikince yanlarına gidip sahaya dönmelerini söyledim.O sırada Fenerbahçe de oynayan Amerikalı siyahi oyuncu Benjamin benim bu davetime neden gıcık oldu bilmiyorum,İngilizce bir küfür salladı.Küfürü anlayacak kadar İngilizce bildiğim için,
bir an durakladım ve anında iki elimi yumruk yaparak 
yukarıya kaldırdım(bu basketbolda diskalifiye işaretidir.)Benjamini oyundan ihraç ettim.Tabiiki ortalık karıştı.Öyleki Fenerbahçe seyircisini polis marifetiyle dışarı çıkarmak zorunda kaldık.Neyse maçla beraber benim Millilik kariyerimde sona erdi.Bir daha hiçbir turnuvaya davet edilmedim.Bir süre daha Bölge maçları yönettikten sonra hakemliği bırakıp Teknik Komiser(hakem gözlemcisi) olarak  bir süre görev yaptım.Şimdi düşünüyorum.Acaba o anda  o küfürü duymamazlıktan gelip maça devam etseydim nasıl bir kariyerim olurdu?diye.Büyük olasılıkla FİBA hakemliğine kadar yükselirdim.Ama o küfür hep kafamın içinde bir yerlerde beni rahatsız edip duracaktı.Belki çok para kazanıp,ünlü olacaktım,
Ama onurumu hiçe sayarak.Değermi?Bence tabiiki değmez.
Çünkü öteki tarafa giderken yanında götüreceğin tek şey onurlu bir yaşam.Para, şanş şöhret bunlar  kısa vadeli tatminler.En sonunda imam soracak,Nasıl bilirdiniz rahmetliyi?diye.
İçten gelerek bir iyi bilirdik cevabı en büyük servet.O kadar.
Neyse bir hakemlik işinden nerelere geldik.
Kalın sağlıcakla…..
 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve temizellergazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.