Küçüklüğümde aynı adı taşıdığım Emin dedemle bostan tarlamızı beklerken,rahmetli dedem bostan tarlamızdaki ahlat ağacının üstüne yaptığı çardakta tütün çubuğunun ucuna taktığı üçüncü sigarasını( o zamanlar birinci,ikinci,üçüncü adında tekel sigara markaları vardı.En ucuzu üçüncü sigarasıydı.)tüttürmeye başladığında anlardım ki sohbet zamanımız gelmiş ve hemen dinleme pozisyonumu alırdım.Bulgaristan göçmeni sevgili dedem Bulgaristan daki varlıklı günlerini,1.dünya savaşında sırpların eline esir düştüğünü,1938 de Türkiyeye, herşeylerini geride bırakarak nasıl kaçtıklarını uzun uzun anlatır,arada sırada "aman oğlum bak insan oğlu çiğ süt emmiştir,dikkatli olacaksın" derdi.Bende dedemin yüzüne şaşkın şaşkın bakar içimden"ya bu insanlar neden çiğ süt emiyor,pişirseler sütü ya" diye geçirirdim.Büyüdükçe ve tecrübelendikçe dedemin ne demek istediğini anlamaya başlamıştım.Ne demişler "Tecrübe hayatta yediğim kazıkların toplamıdır "
Şimdi gelelim benim bu kazık mevzusuna niye takıldığıma.Son yazımın başlığı
KAZIK tı.Ben son zamanlarda yaşanan ekonomik sıkıntılara bir vurgu yapmak amacı ile böyle bir yazı yazma gereği duymuştum.Doğrusu ya olaya sadece ekonomik açıdan bakmiştım.
Yazım yayınlandıktan sonra bazı okurlarımdan uyarılar aldım.Hemen hepsi yazımda saydığım kazık çeşitlerinde eksiklik olduğunu,aslında en önemli kazık çeşitlerinden birinin DOST KAZIĞI olduğunu ifade ediyordu.Bu uyarılardan sonra kafama dank etti.Doğru ya ekonomik anlamdaki kazık bir süre sonra unutulur,ama dost kazığı bazen ömür boyu unutulmaz.Uyaran okurlarım çok haklıydı ve hemen bu yazıyı kaleme aldım.Öyle sanıyorum hemen herkesin yaşamları boyunca dost bildiklerinden yediği çok sayıda dost kazığı vardır.
Ne yazıkki kişisel menfaatin ön planda olduğu toplumlarda böyle olaylarla karşılaşmak yadsınamaz bir gerçektir.Ama insanlar bunu bile bile yinede böyle bir olayla karşılastıklarında çok üzülürler,yıkılırlar.Hatta ondan sonraki tüm yaşamları boyunca hep yüreklerinde ince bir sızı duyarlar.Yani dost kazığı marketten aldğın bir paket unda yediğin 6-7 liralık bir kazığa benzemez
Tabiiki bende 43 yıl süren memuriyet hayatım boyunca dost kazığı diye neitelendirebileceğim çok sayıda olayla karşılaştım.Bu kadar çok olmasının nedeni yakınlarimın ifadesine göere benim kindar bir insan olmamamdan kaynaklanıyor.Hakikaten birçoğuna gülüp geçtim.Tabii içlerinde hala unutamadığım,gülüp geçemeyeceklerimde var.Onlarıda bu saatten sonra Allaha havale ediyorum.Ne yapayım birazda o ilgilensin.
Dostluk,arkadaşlık sıkıştığın ilk pozisyonda arkadaşım,dostum dediğin kişiye kazık atmak değil ona inanıyorsan vefalıysan sonuna kadar beraber yürümektir.
Şimdi rahmetli dedemin "Çiğ Süt"uyarısını daha iyi anlıyorum.
Geçmiş olsun diyenlerde olabilir ama hiçbir şey için geç değildir.
Dost,arkadaş edinmek hiç kolay bir şey değil.Önemli olan zor edinilen dostlukları,arkadaşlıkları korumak ve tabiikide vefalı olmak.Günümüzde öyle insanlar var ki dostlukları kolonyalı mendil sanıyorlar,kullan ve at.
Bu yüzden bir önceki yazımı okuyup beni uyaran okurlarıma çok teşekkür ediyorum.Önemli bir eksikliğimi gidermiş oldular,bende o vesile ile bu yazıyı yazdımYazımın içindeki bazı cümleleri üstüne alınan olursada kusura bakmasınlar.Bende rahmetli dedemin bana yaptığı uyarıyı yapayım dedim.Belki birkaç kişiye böylelikle bir yararım dokunur.
Sonuç olarak:Bu dünyada herkese gerçek ve vefalı dostlar dilerim.Bu zamanda bulmak zor olsada….
Unutmayalım kubbede kalan hoş bir seda….Gerisi hikaye.
Dostlukla kalın…..