Bu günkü yazımın başlığı bazılarınıza sert gelebilir, ama ne yazık ki bizim toplumumuzda bazen sıkça karşılaştığımız, büyük travmalara ve acılara sebebiyet veren bir davranış biçiminden söz edeceğiz bu yazımızda.
Öncelikle nankör nedir?
Nankör kedilere de söylense genelde insanlar için ifade edilen, yapılan iyiliğin kadrinin kıymetinin bilinmemesini anlatan bir kelimedir kısaca.
Yani bu bağlamda nankör insan, yapılan iyilikten anlamayan, ya da yapılan iyiliği çok çabuk unutan bir insan tipidir diyebiliriz.
Doğaldır ki ,bu tür insanların hem kendine hem de çevresine pek yararı dokunmamaktadır. Aslında nankör insanlar kendini toplumda çok çabuk belli ederler. Bu tipler insanlara ve olaylara sürekli eleştirel yaklaşırlar.
Hiçbir şeyi beğenmezler, hatta çevresindekilerin ona hizmet etmesini mecburiyet sanır.
İlk fırsatta insanları küçümser, yeri geldiğinde egosu gereği iftira atmaktan bile çekinmez.
Dikkat edin bu yüzden nankör insanların aslında pek fazla arkadaşı yoktur.
Onlar yalnız kalmaya mahkumdurlar.
Kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim, tevbe suresinin 74.Ayeti Kerimesinde;
Allah ve Resulü kötü kimseleri lütufları ile zenginleştirdiği zaman bu kimselerin
Nankörlük yaparak Resulallahtan öç almaya kalkıştıkları bildirilmektedir.
Düşünün sevgili Peygamberimize bile böyle bir davranış gösteren bu tip insanlardan kime ne fayda gelir?
Çünkü nankör insanları mutlu etmek çok zordur, hep daha fazlasını isterler.
Yağa da batırsan, balada batırsan yaranamazsın. En iyisi bırakacaksın kendi yağlarında kavrulsunlar.
Bu yüzden çok şey beklemeyin hayattan. Hayat kısa, hayaller ağır, insanlar nankördür demişler eskiler.
Ama ne yaparsın ki toplumuzda böyle insanlar var ve var olmaya devam
Edecekler. Ben şahsen bunları gördükçe uzaklaşmaya, uzak durmaya çalışıyorum. Ama ne mümkün, beşer şaşar demişler bazen de şaşıyoruz işte.
Allah her birimizi, iyiliğe yüz çeviren, sırt dönen nankör insanlardan korusun.
Sağlık ve mutlulukla kalın…