Emin Küçük
Köşe Yazarı
Emin Küçük
 

Neoliberalizm…

Bugün gazetede okuduğum bir ekonomik yorum doğrusu beni çok şaşırttı ve düşündürdü…  Muhalif kimliği ile tanınan gazetedeki yorum CHP’nin olası iktidarında dünyada yeni bir akım haline gelen neoliberalist politikaları uygulayıp uygulayamayacağı ile ilgili idi. Bana bu konu ve konunun gündeme getiriliş zamanı çok manidar geldi. Sosyal Demokrat çizgide olduğunu ifade eden bir partinin neoliberalizmle uzaktan yakından ilgisi olamayacağını bilmiyor mu bu yorumu yapan arkadaş? Çünkü sosyal demokrasi ile neoliberalizmin bir arada düşünülmesi mümkün değildir. Neden mi? Önce bakalım nedir bu neoliberalizm? Neoliberal düşüncede devletin piyasalara müdahalesinin minimum düzeye indirilmesi hedeflenir. Deregülasyon(kuralsızlık)teorisi ile de özel sermayeye her türlü imkânın sağlanması amaçlanır. Neoliberal politikaların en önemli amaçları, Devletin küçültülmesi, Özellikle oldukça değerli olan önemli kamusal kurumların özelleştirilerek Gerçek değerlerinin altında kamusal üretim alanlarından çıkartılmasıdır. Burada özel sektör çok güçlenir ama bu güçlenme kartel ve trost oluşumlarına yol açar. Yani serbest piyasa koşullarına elveda. Öte yandan toplumda gelir dağılımı bozulur, dar ve sabit gelirliler çok zor durumda kalır. Ne kadar tanıdık geliyor değilmi? Batılı kapitalist çevrelerce uydurularak sanki sihirli bir kurtuluş reçetesi gibi Ülkelere dayatılan bu sistemler her ne şekilde olursa olsun bir süre sonra iflas etmeye çökmeye mahkumdur. Bir zamanlar yere göğe konulamayan Keynesyen Politikaları hatırlayalım. Sonuçları bu politikaları uygulayan tüm ülkeler açısından tam bir hüsran oldu. İşte neoliberalizm terkedilen bu Keynesyen ekonomik sistemin yerine ikame edilmeye çalışılıyor. Devletin piyasalardan kontrolünü çekmesinin,önemli ve stratejik kamusal işletmeleri özelleştirmesinin yarattığı  olumsuz sonuçları biz ülke olarak yaşadık ve yaşamaya devam ediyoruz. Örneğin kâğıt fabrikalarının özelleştirilmesi neticesinde Türkiye bugün kâğıt ithalatçısı durumuna düştü. Şekere ne demeli? Şeker üretiminde kendi kendine yeterli olan ülkemiz şeker ithal etmek zorunda kaldı. Azalan pancar ekim alanları yüzünden pancar üretimi düşünce hayvan yetiştiricileride zor durumda kaldı maliyetler yükseldi öyle ki çok üretici artan yem maliyetleri yüzünden hayvan yetiştiriciliğini terketmek zorunda kaldı. Önceki Tarım Bakanı tarım ürünleri ithalat eleştirileri için" paramız var alıyoruz" Demişti. Ama kazın ayağı öyle değil. Ülke içinde vazgeçilen bir üretim zincirleme olarak bir çok sektörüde etkiliyor. Örnekleri çoğaltabiliriz. İthalata dayalı bir ekonominin ilelebet varlığını sürdürmesi imkansızdır. Yani paramız var alırız ile olmuyor bu işler. Sonuç olarak seçimlere az bir süre kala iktidara talip olan partiler tabiiki başta ana muhalefet partisi CHP, iktidara gelirse uygulayacağı ekonomik doktrini ve ekonomik politikaları açık seçik kamuoyu ile paylaşmalıdır. Rahmetli Turgut Özal ile uygulanmaya başlayan liberal politikaların ülkemizde geniş kitleler üzerinde yarattığı olumsuz sonuçlar ortada iken ders alalım bari. Yoksa eski tas eski hamam olacaksa yandı gülüm keten helva. Aman diyeyim….   Emin KÜÇÜK
Ekleme Tarihi: 14 Eylül 2022 - Çarşamba

Neoliberalizm…

Bugün gazetede okuduğum bir ekonomik yorum doğrusu beni çok şaşırttı ve düşündürdü…  Muhalif kimliği ile tanınan gazetedeki yorum CHP’nin olası iktidarında dünyada yeni bir akım haline gelen neoliberalist politikaları uygulayıp uygulayamayacağı ile ilgili idi.

Bana bu konu ve konunun gündeme getiriliş zamanı çok manidar geldi. Sosyal Demokrat çizgide olduğunu ifade eden bir partinin neoliberalizmle uzaktan yakından ilgisi olamayacağını bilmiyor mu bu yorumu yapan arkadaş? Çünkü sosyal demokrasi ile neoliberalizmin bir arada düşünülmesi mümkün değildir.

Neden mi? Önce bakalım nedir bu neoliberalizm?

Neoliberal düşüncede devletin piyasalara müdahalesinin minimum düzeye indirilmesi hedeflenir.

Deregülasyon(kuralsızlık)teorisi ile de özel sermayeye her türlü imkânın sağlanması amaçlanır.

Neoliberal politikaların en önemli amaçları,

Devletin küçültülmesi,

Özellikle oldukça değerli olan önemli kamusal kurumların özelleştirilerek

Gerçek değerlerinin altında kamusal üretim alanlarından çıkartılmasıdır.

Burada özel sektör çok güçlenir ama bu güçlenme kartel ve trost oluşumlarına yol açar. Yani serbest piyasa koşullarına elveda. Öte yandan toplumda gelir dağılımı bozulur, dar ve sabit gelirliler çok zor durumda kalır.

Ne kadar tanıdık geliyor değilmi?

Batılı kapitalist çevrelerce uydurularak sanki sihirli bir kurtuluş reçetesi gibi

Ülkelere dayatılan bu sistemler her ne şekilde olursa olsun bir süre sonra iflas etmeye çökmeye mahkumdur.

Bir zamanlar yere göğe konulamayan Keynesyen

Politikaları hatırlayalım. Sonuçları bu politikaları uygulayan tüm ülkeler açısından tam bir hüsran oldu. İşte neoliberalizm terkedilen bu Keynesyen ekonomik sistemin yerine ikame edilmeye çalışılıyor.

Devletin piyasalardan kontrolünü çekmesinin,önemli ve stratejik kamusal işletmeleri özelleştirmesinin yarattığı  olumsuz sonuçları biz ülke olarak yaşadık ve yaşamaya devam ediyoruz.

Örneğin kâğıt fabrikalarının özelleştirilmesi neticesinde Türkiye bugün kâğıt ithalatçısı durumuna düştü.

Şekere ne demeli?

Şeker üretiminde kendi kendine yeterli olan ülkemiz şeker ithal etmek zorunda kaldı. Azalan pancar ekim alanları yüzünden pancar üretimi düşünce hayvan yetiştiricileride zor durumda kaldı maliyetler yükseldi öyle ki çok üretici artan yem maliyetleri yüzünden hayvan yetiştiriciliğini terketmek zorunda kaldı.

Önceki Tarım Bakanı tarım ürünleri ithalat eleştirileri için" paramız var alıyoruz"

Demişti.

Ama kazın ayağı öyle değil. Ülke içinde vazgeçilen bir üretim zincirleme olarak bir çok sektörüde etkiliyor. Örnekleri çoğaltabiliriz. İthalata dayalı bir ekonominin ilelebet varlığını sürdürmesi imkansızdır. Yani paramız var alırız ile olmuyor bu işler.

Sonuç olarak seçimlere az bir süre kala iktidara talip olan partiler tabiiki başta ana muhalefet partisi CHP, iktidara gelirse uygulayacağı ekonomik doktrini ve ekonomik politikaları açık seçik kamuoyu ile paylaşmalıdır.

Rahmetli Turgut Özal ile uygulanmaya başlayan liberal politikaların ülkemizde geniş kitleler üzerinde yarattığı olumsuz sonuçlar ortada iken ders alalım bari.

Yoksa eski tas eski hamam olacaksa yandı gülüm keten helva.

Aman diyeyim….

 

Emin KÜÇÜK

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve temizellergazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.