Sabah mahalle fırınından simidimi alıp, evime gitmek üzere caddeden karşıya Geçeyim dedim. Doğal olarak caddede hafif tümsek üzerine çizilmiş yaya geçidi Tabelası ve işaretlerinin olduğu yere yöneldim. Tam adımımı attım ki, karşıdan bir aracın geldiğini gördüm ve gayrı ihtiyari geri çekildim. İyi ki çekilmişim araç hiç hızını kesmeden geçti gitti. İrkildim tabiiki. Birkaç gün öncede Bostanlı iskelenin önünden karşıya geçmek üzere yine yaya Geçidinde akan trafiğin durmasını bekliyordum. Genç bir arkadaş" ne bekliyorsun amca geçiş hakkı bizim" deyip dur diyemeden kendini caddeye attı. Tabiiki trafiğin durduğu falan yok. Genç adam gençliğinde verdiği çeviklikle slalom yaparak karşıya geçti. Kısa bir süre sonra trafik durunca bende geçtim. Hızlı adımlarla gence yetiştim. Gence "Bak kardeşim böyle yapma bir daha ezilirsin" deyince, bana "amca yaya geçitlerinde geçiş hakkı yayalarındır" şeklinde kanunlara uygun ama ne yazık ki trafik magandalarına hiç uymayan bir yanıt verdi. Bende "tamam doğruda sen yine de trafiğin durmasını bekle." dedim. Aklıma Euro nun henüz krallığını ilan etmediği yıllarda sanırım 2011 yılında, eşimle bir tur şirketine yazılarak yaptığımız Orta Avrupa turu geldi. Bu tur kapsamında Avusturya’nın Viyana şehrine de gitmiştik. Tur şirketinin rehberi eşliğinde Viyana da turluyorduk. Bir ara trafiğin yoğun olduğu bir caddeye geldik. Buradan karşıya geçmemiz gerekiyordu. Rehberimiz trafiğin durmasını beklemeden kendini caddeye attı. Biz " eyvah gitti çocuk" derken araçlar zınk diye durdu. Bizde grup olarak karşıya geçtik. Ben rehbere" niye trafiğin durmasını beklemeden adım attın" diye serzenişte bulunurken, o "burada yayalar yaya geçidine adım attığı anda trafik durur" diye cevap verdi". "Onlar bu kurala çok bağlıdırlar. Yaya geçidinde araçların durmayacağını hayal bile edemezler" diye devam etti ve bir anısını anlattı. Tabii bunlar tur şirketi rehberi olduğu için Türkiye ye gelen turistlerde rehberlik yapıyorlarmış. İfadesine göre gelen kafileye rehber olarak ilk nasihati "sakın trafiğin durmasını beklemeden yaya geçidinden geçmeyin "cümlesi oluyormuş. Acı ama gerçek. Çünkü rehberin ifadesine göre sadece Alanya da 1 yılda 17 turist yaya geçidini memleketlerinde alıştıkları gibi kullanmaya kalktıklarından ya canını kaybetmiş ya da yaralanmış. Şöyle bir şey olduğuna kesinlikle eminim. Bu konuda Avrupa ülkelerindeki düzenlemelerin aynısı hatta daha iyisi bizde de var. Ama bizde olmayan ne yazık ki kanunlara yönetmeliklere uyma konusundaki uyumsuzluk, isteksizlik. Çok kişi kurallara uymamayı bir marifet sanıyor. Halbuki bu yüzden kaç günahsız insanın canı yanıyor, Kaç ocağa ateş düşüyor, onlar bunu düşünmüyor. Halbuki demokrasilerin en önemli kuralı şu "Bir insanın özgürlüğü, ancak bir başkasının özgürlüğünün başladığı yerde biter "J.J.Russo'nun dediği gibi" insanın özgürlüğü; istediği herşeyi yapabilmesinde değil, istemediği hiçbir şeyi yapmak zorunda olmasındadır "Onun için lütfen kurallara riayet edelim, kimsenin de güvenliğini tehlikeye atmayalım. Kazasız günler….