İzzet Kucur
Köşe Yazarı
İzzet Kucur
 

ÖRF VE ADETLERİMİZİN UNUTULMAYA YÜZ TUTMASI

Her toplumun kimliği, kökleri ve geçmişiyle sıkı sıkıya bağlıdır. Bu bağın en belirgin ve en değerli unsurlarından biri, örf ve adetlerdir. Ancak günümüzün hızla değişen dünyasında, geleneksel değerlerimizin pek çoğu unutulmaya yüz tutuyor. Bu, sadece kültürel bir kayıp değil, aynı zamanda toplumsal bağlarımızın zayıflaması anlamına da geliyor. Örf ve adetler, toplumu bir arada tutan, nesilden nesile aktarılan en önemli öğelerden biridir. Aile içi değerler, misafirperverlik, saygı, dürüstlük gibi kavramlar, halk arasında yaygın olan geleneklerle daha da pekişir. Ancak dijitalleşme ve küreselleşmenin etkisiyle, bir zamanlar özendiğimiz ve hayranlıkla sürdürdüğümüz bu değerler gittikçe körelmekte. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte, sosyal medya ve dijital platformlar adeta birer yeni yaşam tarzı haline geldi. İnsanlar sanal dünyada daha fazla vakit geçirirken, bir zamanlar baş başa yemek yiyip, sohbet ettiğimiz akraba toplantıları yerini sanal sohbetlere bırakıyor. Oysa bir sofrada birlikte geçirilen zaman, hem aile bağlarını güçlendiriyor hem de birbirimize değer verme, iletişim kurma fırsatı tanıyordu. Yine aynı şekilde, geleneksel bayram kutlamaları, düğünler, cenaze törenleri gibi toplumsal etkinlikler de hızla modernleşiyor. Örneğin, eskiden bayramlar, ailenin geniş bir şekilde bir araya geldiği, yaşlılara saygı gösterilen, çocuklara harçlık verildiği özel zamanlardı. Bugün, bayramlar çoğunlukla telefon mesajlarıyla kutlanıyor, ziyaretler ise sayılı birer "görev" halini alıyor. Çocuklarımıza örf ve adetlerimizi aktarırken, bizlerin de bu değerleri yaşatmaya devam etmemiz büyük önem taşıyor. Unutmayalım ki, gelenekler sadece geçmişin izleri değildir; aynı zamanda bugünü şekillendiren, geleceği inşa eden en önemli mirastır. Yalnızca kültürümüzdeki zenginlikleri değil, birbirimize olan saygıyı ve aidiyet duygumuzu da kaybetmemek için, eskiye nazaran daha fazla çaba harcamalıyız. Toplum olarak bu değerleri unutmak, sadece kültürel bir kayıp yaratmakla kalmaz, aynı zamanda nesiller arasında bir boşluk oluşmasına neden olur. O yüzden geçmişin güzel geleneklerini yeniden hatırlayarak, onları günümüze adapte etmek ve geleceğe taşımak bizlerin sorumluluğudur. Sonuç olarak, örf ve adetlerimizin unutulmasına göz yummamalı; ailede, sokakta, her yerde bu değerleri yaşatarak, sadece kendimizi değil, toplumumuzu da güçlendirmeliyiz.
Ekleme Tarihi: 24 Şubat 2025 - Pazartesi

ÖRF VE ADETLERİMİZİN UNUTULMAYA YÜZ TUTMASI

Her toplumun kimliği, kökleri ve geçmişiyle sıkı sıkıya bağlıdır. Bu bağın en belirgin ve en değerli unsurlarından biri, örf ve adetlerdir. Ancak günümüzün hızla değişen dünyasında, geleneksel değerlerimizin pek çoğu unutulmaya yüz tutuyor. Bu, sadece kültürel bir kayıp değil, aynı zamanda toplumsal bağlarımızın zayıflaması anlamına da geliyor.

Örf ve adetler, toplumu bir arada tutan, nesilden nesile aktarılan en önemli öğelerden biridir. Aile içi değerler, misafirperverlik, saygı, dürüstlük gibi kavramlar, halk arasında yaygın olan geleneklerle daha da pekişir. Ancak dijitalleşme ve küreselleşmenin etkisiyle, bir zamanlar özendiğimiz ve hayranlıkla sürdürdüğümüz bu değerler gittikçe körelmekte.

Teknolojinin gelişmesiyle birlikte, sosyal medya ve dijital platformlar adeta birer yeni yaşam tarzı haline geldi. İnsanlar sanal dünyada daha fazla vakit geçirirken, bir zamanlar baş başa yemek yiyip, sohbet ettiğimiz akraba toplantıları yerini sanal sohbetlere bırakıyor. Oysa bir sofrada birlikte geçirilen zaman, hem aile bağlarını güçlendiriyor hem de birbirimize değer verme, iletişim kurma fırsatı tanıyordu.

Yine aynı şekilde, geleneksel bayram kutlamaları, düğünler, cenaze törenleri gibi toplumsal etkinlikler de hızla modernleşiyor. Örneğin, eskiden bayramlar, ailenin geniş bir şekilde bir araya geldiği, yaşlılara saygı gösterilen, çocuklara harçlık verildiği özel zamanlardı. Bugün, bayramlar çoğunlukla telefon mesajlarıyla kutlanıyor, ziyaretler ise sayılı birer "görev" halini alıyor.

Çocuklarımıza örf ve adetlerimizi aktarırken, bizlerin de bu değerleri yaşatmaya devam etmemiz büyük önem taşıyor. Unutmayalım ki, gelenekler sadece geçmişin izleri değildir; aynı zamanda bugünü şekillendiren, geleceği inşa eden en önemli mirastır. Yalnızca kültürümüzdeki zenginlikleri değil, birbirimize olan saygıyı ve aidiyet duygumuzu da kaybetmemek için, eskiye nazaran daha fazla çaba harcamalıyız.

Toplum olarak bu değerleri unutmak, sadece kültürel bir kayıp yaratmakla kalmaz, aynı zamanda nesiller arasında bir boşluk oluşmasına neden olur. O yüzden geçmişin güzel geleneklerini yeniden hatırlayarak, onları günümüze adapte etmek ve geleceğe taşımak bizlerin sorumluluğudur.

Sonuç olarak, örf ve adetlerimizin unutulmasına göz yummamalı; ailede, sokakta, her yerde bu değerleri yaşatarak, sadece kendimizi değil, toplumumuzu da güçlendirmeliyiz.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve temizellergazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
sohbet islami chat omegle tv türk sohbet dini chat elektronik sigara cinsel sohbet çanakkale psikolog oyun haberleri tıkanıklık açma dijital pazarlama ajansı galeri yetki belgesi nasıl alınır yalama taşı