"Bir kadın çocuğuna hiç laf geçiremiyorsa ve kadın ne söylese, çocuk onun zıddını yapıyorsa.!?
Bu durumda kadın önce kendini eğitmelidir..."
Çocuğun okulu da kötü gidiyordu. Ne derslerini istekli takip ediyor ne de ödevlerini tam yapıyordu. Annesi kızsa da, dövse de kâr etmedi. Babası odalara kapatıp cezalar yağdırsa da çocukla baş edemedi.
Çaresiz kadın, bir gün çocuğu okula götürürken yol üstünde ‘ayı oynatıcısı’ gördü. İnsanların merak içinde etrafını sardığı ayı oynatıcısı, tef çalıyor, burnunda halka takılı ayı da zıplaya zıplaya oynuyordu.
Kadın durdu, düşündü.
Kendi kendine güldü: “Ben bir çocuğu terbiye edemezken adam ayıyı terbiye etmiş!”
Sonra ayı terbiyecisinin yanına yaklaşıp “Ben bir çocuğu terbiye edemedim, sen nasıl oldu da vahşi bir ayıyı terbiye ettin?” diye sordu.
Adam tebessüm etti: “Her işin bir kolayı var, o da bende gizli.”Kadın, “N’olur bana yardım et. Çocuğumla başım dertte.” diye yalvardı. Ayı oynatıcısı çocuğa baktı, “Zor değil. Sen bunu bana bir hafta getir, ben onu da söz dinler hâle getiririm.” dedi. Kadın sevindi. Çocuğu ayı oynatıcısına götürmeye başladı.
Aradan daha birkaç gün geçmesine rağmen çocuktaki eski davranışlar yavaş yavaş düzelmeye başladı. Çocuk artık annesine karşı gelmiyor, itiraz etmiyordu. Bir hafta sonra çocuk tam da kadının istediği kıvama geldi. Kadın çok sevindi. Ayı terbiyecisine bolca dua etti. Konu komşu bu duruma çok şaşırdı. O söz dinlemeyen asi çocuk gitmiş, yerine sessiz, sakin, akıllı uslu bir çocuk gelmişti.
Öğretmeni çocuktaki bu değişikliklerden memnun oldu, kadına tebriklerini iletti. Ancak çocuktaki bu değişiklik çok uzun sürmedi.
Eskiden olduğu gibi, sinirli, hırslı, öfkeli değildi belki ama bu sefer arkadaşlarının eşyalarını çalmaya, gizli işler yapmaya, göz göre göre yalanlar söylemeye başladı.
Öğretmen çocuğun annesini çağırıp “Ne yapacaksınız bilmem ama çocuğunuz bir garip oldu. Artık hırsızlık yapmaya, yalan söylemeye başladı.” dedi. Kadın çok üzüldü. Yana yakıla yine ayı terbiyecisini aradı ama bulamadı. Adam oralardan gitmişti.
Kadının bu çaresiz hâlini gören, güngörmüş bir komşusu, “Üzülme” dedi, “Benim tanıdığım gönlü geniş bir âlim zat var. İstersen bir de ona durumu anlat.” Kadın razı oldu. Çocuğunu aldı, bu âlim zata götürdü.O zat, durumu dinledi, “Sen bir hafta bana bu güzel delikanlıyı getir, ben bir bakayım nesi varmış.” dedi. Kadın razı oldu.
Çocuğu getirip götürmeye başladı. Daha iki görüşmeden sonra adam çok ürktü. Çocuğun annesine dönüp “Sen bu çocuğa ne yaptın! Ben çocukta hayvan siması görüyorum.” dedi.Kadın şaşırdı, “Ben bir şey yapmadım.” dedi. Sonra hatırlayıp devam etti: “Ama bir zamanlar çok yaramazlık yapıyor diye bir ayı terbiyecisine götürüp çocuğu ona terbiye ettirmiştim. “Adam çok üzüldü.”
Be kadın, hiç hayvan terbiyecisine çocuk terbiye ettirilir mi! Hayvanlar korku ile, insanlar vicdanı ile terbiye olur. Bazen hayvanlar bağırarak, dövülerek, cezalandırılarak, ayakları yakılarak terbiye olunur. Hâlâ sahibini dinlemiyorsa, karanlık odalara hapsedilip çaresiz bırakılarak terbiye olunur.
Bunlar hayvana bile zulüm iken, sen nasıl olur da kendi çocuğunu hayvan terbiye eder gibi terbiye ettirdin?” dedi.
Sonra devam etti: “Hem unutma, çocuğuna laf geçirmek değildir çocuk eğitimi. Çocuğun kalbine girip ona şefkatle tesir edebilmektir asıl olan. Hadi sen al git çocuğunu, önce kendi vicdanını duyarsızlıktan kurtar, sonra da şeker şerbet içirir gibi onu koynuna al, kendini ona ver, sarmaş dolaş ol.
Sen kendini ne kadar yumuşatabilir ve ‘kuzum’ diye kendini çocuğuna bırakabilirsen, çocuğun da o kadar yumuşayıp ‘annem’ diye sana kendini bırakır.
Veli Eğitimlerinin Değerlendirilmesi...
Dijital Tehlikelere dikkat çeken eğitim bilimciler, velilere aşağıdaki önerileri tavsiye niteliğindedir..
1. Teknoloji kullanmayı öğrenin
2. Videolardaki yaş sınırına dikkat edin
3. Örnek olun
4. Çocuğu gözlemleyin
5. Risklere karşı çocuğunuzu uyarın
6. Farklı sanatsal sportif öneriler teklif edin
Bu öneriler anne babalara üstten bakıyor, suçluyor ve resme eksik bakıyor.
Önerileri değerlendirelim:
1. Teknoloji kullanmayı öğrenin.
Anne babaları 1980’lerde yaşıyor sanan bir yaklaşım. Günümüz anne babaları teknolojiye oldukça hakim ve çocuklar gibi telefonu vs. kullanıyor. Teknolojiye hakim anne babaların çocuklarında daha az sorun var denilemez.
2. Videolardaki yaş sınırına dikkat edin...
Videolardaki yaş sınırına ne anne babalar ne de çocuklar dikkat etmiyor. İlkokul çocukları için hazırlanan videolarda (film, reklam, klip vs) dahi inanılmaz zararlı içerikler var ve yaş sınırı uyarısı yok. Ayrıca erotizm, küfür, argo küçük yaşta doğru değil ama büyüyünce doğru/normal olmaz. Yaş sınırı uygulaması; "bunlar yanlış değil. sadece bunların zamanı değil. Büyüyünce normaldir." gizli mesajını içermektedir.
3. Örnek olun
Tavsiye doğru ama siz iyi örnek olmadığınız için çocuğunuz böyle alt mesajı veren bir ifade. Anne babaların hiç uğraşmadığı ancak birçok çocuğun ya da gencin bağımlı olduğu şiddet, erotizm, argo dolu milyonlarca oyun, video, film, görsel ve eğlence içerikli alışkanlıklar mevcut. Örnek olmaktan daha öte bir problem var.
4. Çocuğu gözlemleyin
Anne baba çocuğu sürekli nasıl gözlemlesin? Çocuğu gözlemek için radar takmak gerek. Çocukların/gençlerin özerklik ilan ettikleri “dokunulmaz” odaları var. Ayrıca bağımsız kaldığı zamanlarda, okulda, okul çıkışında, sokakta vs. çocuğu kontrol etmenin imkânı yoktur. Çok önemli bir nokta şudur: Dikkat edilirse bu tür tavsiyelerin büyük çoğunluğu anaokulu ve ilkokulu çocuklarına ait. Ortaokul ve lise döneminde bu tavsiye çok işe yaramaz/yaramıyor.
5. Risklere karşı çocuğunuzu uyarın
Doğru bir tavsiye. Ancak risklerin nasıl tanımlandığı önemli. Büyük fotoğrafı göstermeyen, küresel amaçları es geçen, kötülük odaklarına odaklanmayan, bilinç kazandırmayan tavsiyeler etkili olmuyor.
Çocukla konuşurken “şiddete alışırsın, küfür kötüdür çünkü ….” gibi tavsiyeler doğrudur ama bilinç kazandırmaz. Bunlar olumsuz sonuçlardır. Sonuçları yaratan sebepleri, çocuğun/gencin gelişim dönemine göre anlatmak gerekir.
6. Farklı sanatsal sportif öneriler teklif edin
Doğru ve faydalı bir öneri.
Genel Değerlendirme:
Bu öneriler popüler kültürün dejenere edici boyutunu es geçmektedir.
Eğitim sistemindeki değerler ve maneviyat boyutunun çok az olması göz ardı edilmektedir.
Dijital dünya ve sosyal medya ile ilgili olması gereken ama olmayan sınırlara vurgu yapılmamaktadır.
Anne babaların pedagojik etkisini sıfırlanmaktadır. Sen bilmezsin, uzmanlara itaat et, hata yapma yeter mesajı verilmektedir. Ancak uzmanların benimsediği paradigmanın eksikleri, yanlışları ve sınırlılıkları konuşulmamaktadır.
“Çocukları eğitmekten ziyade kendinizi eğitin zira istemeseniz de onlar sizi taklit edeceklerdir.” İbn-i Haldun (ra)
Bu tür eğitimlerde dini-ahlaki-manevi değerlerin koruyucu ve iyileştirici yönüne hiç değinilmemesi büyük bir yanlıştır.
Onun ilacı ne ayı terbiyecisi ne de benim, sadece sensin. Çocukları eğitmekten ziyade kendinizi eğitin zira onların ilk kahramanı sizlersiniz.. Vesselam dua...